Birinci Dünya
Savaşı’nın başlamasının ardından Osmanlı hükümeti topraklarında ikamet eden
İtilaf Devletleri vatandaşlarının çeşitli merkezlerde toplanmasına karar vermişti.
Böyle bir kararın alınmasındaki nedenlerinin İtilaf Devletlerinin kendi
topraklarında yaşayan Osmanlı tebaasına yaptıkları muamelelere karşı bir hamle
ve güvenlik gerekçeleri olduğunu söylemek mümkündür. Urfa Mutasarrıflığı,
İtilaf Devletleri vatandaşlarının sürgün merkezlerinden biridir. Özellikle
Dördüncü Ordu’nun idaresi altında olan Şam, Kudüs ve Beyrut gibi bölgelerde
yaşayan İtilaf Devletleri vatandaşlarının bir kısmı 1915 yılının başlarından
itibaren Urfa’ya sevk edilmeye başlanmıştır. Urfa’nın tercih edilmesi ise
coğrafi konumundan kaynaklanmaktaydı. Dördüncü Ordu ile Anadolu arasındaki
geçiş güzergâhında yer almaktaydı ve denize uzak bir bölgedeydi. Urfa’da
ikamete mecbur bırakılanlar büyük oranda çeşitli misyonerlik kurumlarında görev
alanlar, Fransız ve İngiliz vatandaşlarıdır. Bu nedenle İngiltere ve Fransa
Devleti, ABD aracılığı ile Urfa’ya sürülen vatandaşları hakkında endişelerini
dile getirmişler ve durumu protesto etmişlerdir. 1916 yılında Urfa’ya
yerleştirilen İtilaf Devletleri vatandaşlarının büyük bir bölümü Niğde ve
Kayseri gibi Anadolu’nun içlerinde yer alan merkezlere sevk edildiler. Yine de
bir kısım İtilaf Devleti vatandaşının savaş sonuna kadar Urfa’daki mecburi
ikametinin devam ettiği görülmektedir.
After the
outbreak of World War I, the citizens of the Entente Powers resident in the
Ottoman Empire were ordered to convene in particular centers within the
country. It was likely that the chief reason behind this decision was the idea of reacting against the illtreatment
exposed by the Ottoman subject in the countries under the rule of Entente
Powers, as well as the concern about security measures. The province of Urfa,
for example, was one of these centers. The citizens of the Entente Powers
living in towns under the authority of Ottoman 4th Army, in particular, from
the early days 1915, began to be dispatched to Urfa. The geographical position
of the town was decesive in this preference. It was situated between the 4th
Army and the rest of Anatolia and it was not close sea. Those who were
instructed to settle in Urfa to a great extent composed of French and English
citizens, who were acting as missionaries. Thus, England and France, through
the Unites States of America, unveiled their worries about their people
subjected to settlement in Urfa and protested against this. In 1916, most of
the foreign citizens settled in Urfa were transferred to other towns in deep
interior of Anatolia, such as Niğde and Kayseri. But still some of them seem to
have kept on residing in Urfa compulsorily till the end of the war.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | History |
Authors | |
Publication Date | January 24, 2019 |
Submission Date | December 18, 2018 |
Published in Issue | Year 2019 |