Hicri 1293 yılında oluşu itibarıyla “93 Harbi” olarak adlandırılan 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı Devleti orduları Kafkas cephesindeki bazı başarılar ve Plevne savunması dışında Rus ve Romen kuvvetleri karşısında başarı sağlayamamış savaş Osmanlı Devleti’nin yenilgisi ile sonuçlanmıştır. Bu durum savaş sonunda imzalanan Ayastefanos ve Berlin Antlaşmalarında Osmanlı Devletinin büyük toprak ve prestij kaybetmesine neden olmuştur. Savaşta ordunun başarısızlığı ve eksiğini gidermek için Osmanlı Ordusunun Avrupa örneğinde eğitilmesine karar verilmişti. 93 Harbine kadar askeri ıslahatlar konusunda Fransa’dan yardım alınırken artık Abdülhamid idaresi bu konuda Almanya’ya yönelmiştir. Yapılması düşünülen askeri yenilikler için Almanya’dan subaylar getirilmiş ve Osmanlı subayları da başta Almanya olmak üzere askeri konuda ileri olan Avrupa ülkelerine eğitim için gönderilmiştir. Bu çerçevede 1880’li yıllardan itibaren ordunun ıslahı için Almanya’dan birçok subay ve teknik adam gelmişti. Bunlara örnek olarak Albay Köhler, Yarbay Von der Goltz’u gösterebiliriz.
Dış politikasında bu tarihten itibaren Almanya’ya yakın siyaset izleyen Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı sonuna kadar bu politikasını sürdürmüştür. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi de Almanya’nın Osmanlı Devleti’nin paylaşma politikalarında diğer Avrupalı Güçler’den farklı bir siyaset izlemesi idi.
Osmanlı Askeri düzenini ıslah için yapılmak istenen teşebbüsler Almanya ve Avrupa Büyük Güçlerin dış siyasetine de etki etmiş ve ıslahatlar bu siyasetin bir aracı konumuna getirilmişlerdir. Bu çalışma Osmanlı Devleti’nin savaş sonrasında askeri ıslahatlar konusunda niye Almanya’ya yaklaştığını ve Almanya’ya yakın bir siyaset izlemesinin İmparatorluğun Düvel-i Muazzama ile ilişkilerine nasıl etki ettiği analiz edilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | July 27, 2016 |
Submission Date | June 14, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 4 Issue: 8 |