Ermenilerin IV. yüzyılın başlarında Hıristiyanlığı kabul etmeleri
Ermeni toplumu üzerinde derin etkiler yapmıştır. Geç antik çağ Ermenileri, Hıristiyanlıkla
birlikte yüzyıllardır beslendikleri İran kültür dairesinden kopmakla kalmayıp
zaman içinde Romalıların etkisinden de sıyrılarak kendi kilise modellerini inşa
etmişlerdir. Bu kilisenin aristokrasinin elinde olması ve Nicaea (İznik)
Konsili’nde alınan kararların aksine Aziz Grigor’un (Aydınlatıcı Gregorius)
soyuna dayalı bir yönetimi benimsemesi, Ermeni Hıristiyanlığının inşası ve
Ermeni Kilisesi’nin kurumsallaşma aşamasında çatışma ve kavgalara dönüşen
mücadeleleri beraberinde getirmiştir. “Aristokrat Ermeni Kilisesi” 370 yılında kral
Pap’ın katʿolikos seçimiyle ruhani olarak bağlı olduğu Caesarea (=Kapadokya
Caesareası) başpiskoposluğundan uzaklaşmakla kalmamış aynı zamanda Ermeni yazı
dilinin icadı ve Chalcedon (Kadıköy) Konsili kararlarıyla da Constantinopolis Kilisesi’nden
neredeyse tamamen kopmuştur. Bu iki önemli merkezin gücünden yoksun kalmak ve
zamanla onlarla çatışma içine girmek Ermeni Kilisesi’nin kurumsal bir kimliğe
dönüşmesinde tetikleyici bir güç olmuştur. Bu yüzden 365 yılında katʿolikos
I. Nerses’in öncülüğünde toplanan ilk Ermeni Sinodu, V. ve VI.
yüzyılda toplanan diğer sinodlar ile desteklenerek Ermeni Kilisesi’nin bağımsız
karakterini ortaya koymuştur.
Ermeni Kilisesi Geç Antik Çağ’da Ermeniler Ermeni Hıristiyanlığı Sâsânîler ve Romalılar Arasında Ermeniler Aziz Grigor
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | History |
Authors | |
Publication Date | January 24, 2019 |
Submission Date | December 16, 2018 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 7 Issue: 1 |