Abstract
Bu çalışma, kültürel yemek teorileri ışığında, kimlik inşa etme süreci dinamiklerini David Wong Louie’nin The Barbarians Are Coming (2000) romanında incelemektedir. Bu çalışma, özellikle Claude Fischler ve Deborah Lupton’un görüşlerine odaklanmaktadır. Bu çalışma, birinci ve ikinci kuşak Çin kökenli Amerikalıların çelişen yiyecek seçimlerini ve yemek yeme alışkanlıklarını, onların Amerikan ve/veya etnik beslenme düzenine olan bağlılıklarını ve bunun aile birimi üzerindeki yıkıcı etkisinin sebep olduğu kuşaklararası kavgaları göstermesiyle ele almaktadır. Bu makale, Çin kökenli Amerikalıların yiyeceklerinin ve yemek kültürünün, Çin mutfak düzenini beyaz ırkın besidüzeninin etkilerine karşı koruduğunu göstermektedir; fakat beyaz ırkın damak zevkine karşı olan bu savunmacı tutumun, sınıf gibi sosyal bir değişkenle etkileşimi sonucunda sarsıldığını öne sürmektedir. Romanın analizi, yemek yeme isteğinin etnik mutfak kültürünün dayattığı düzgüsellikten kurtulması sonucunda, iştahın, karakterlerin değişen sosyoekonomik durumuna bağlı olan aykırı yemek yeme eylemleri ile kişiselleştiğini göstermektedir.