Bir zamanlar Sultan Mesud’un başşehri olan Amasya, 1243-1341 yılları arasında Moğol egemenliğinde kalmıştır ve bu dönem İlhanlı dönemi olarak adlandırılmaktadır. Sabuncuoğlu Şerefeddin Darüşşifası da bu dönemde, İlhanlı hükümdarı Sultan Olcaytu Mehmed Han’ın karısı İlduş Hatun’un kölesi olan Anber bin Abdullah tarafından inşa ettirilmiştir.
Klasik darüşşifa planlamasına sahip olan yapı, mimari ve üslupsal özellikleri ile farklı araştırmacılar tarafından araştırılmış; ancak yapının renovasyonu üzerine herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Tarihi yapıları kullanarak yaşatma/koruma düşüncesi, ülkemizde 2005 yılında “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” ile hayata geçirilebilmiştir. Tarihi yapıların müze olarak yeniden kullanılması ise Osmanlılar döneminde Hagia Eirene Kilisesi’nin 1846 yılında müzeye dönüştürülmesiyle gerçekleşebilmiştir. Bu çalışmada; Sabuncuoğlu Şerefeddin Darüşşifası’nın müze olarak yeniden işlevlendirilmesi gözlenmiştir. Çalışmaya başlamadan önce literatür araştırması yapılmış, daha sonra alana gidilerek yerinde gözlemler yapılmış, fotoğraflar çekilmiş ve yapının kullanıcılarından bilgiler alınmıştır. Yapının yeni işleviyle sürdürülebilirliği irdelenmiş, yeni işlevin hem yapıya hem de kente dair artı ve eksileri tespit edilmeye çalışılmıştır.
Yapılan incelemeler ve araştırmalar neticesinde yapının müze olarak yeniden işlevlendirilmesinin; yapının sürdürülebilirliği açısından uygun olduğu, yeni işlevinin kente ekonomik ve simgesel değer kattığı ancak yapının yakın çevresinde düzenlemeler yapılması gerektiği tespit edilmiştir.
Selçuklu Mimarisi Sabuncuoğlu Şerefeddin Darüşşifası Renovasyon Yeniden İşlevlendirme Müze.
Amasya, once the capital city of Sultan Mesud, remained under Mongol rule between 1243-1341; this period is called the Ilkhanid period. Sabuncuoğlu Şerefeddin Hospital (Darüşşifa) was also built during this period by Anber bin Abdullah, who was the slave of İlduş Hatun, the wife of Ilkhanid ruler Sultan Olcaytu Mehmed Han.
The building, which has classical hospital planning, has been researched by different researchers with its architectural and stylistic features; however, no work has been done on the renovation of the building. The idea of keeping the historical buildings revitalization/preserved by using them was put into practice in 2005 in our country with the "Law on Conservation by Renovation and Use by Revitalization of the Deteriorated Historical and Cultural Immovable Property ". The functioning of historical buildings as museums was only possible when the Hagia Eirene Church was converted into a museum in 1846 during the Ottoman period. In this study, the functioning of Sabuncuoğlu Şerefeddin Hospital (Darüşşifa) as a museum was observed. Before starting the study, literature research was conducted, on-site observations were made by going to the area, photographs were taken, and information was obtained from the building users. The sustainability of the building with its new function has been examined, and the pros and cons of the new function have been determined both for the building and the city.
As a result of the examinations and research on the functioning of the building as a museum, it has been determined that the building is suitable for its sustainability and that its new function adds economic and symbolic value to the city. Arrangements should be made near the building, located in a place with pedestrian and vehicle traffic.
Seljuk Architecture Sabuncuoğlu Şerefeddin Hospital Renovation Refunctioning Museum.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 31 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: Özel sayı: Amasya Özel Sayısı |
ISSN: (online) 2602-2567