Language education is a tradition. However, a tradition on education of Turkish language which started with the opening of middle schools (rüşdiye) and high schools (idadi) in the 19th century had not been developed. In this century, although various issues on Turkish language were discussed, educational aspects did not go beyond the alphabet discussions. This matter was intensively handled in Atatürk’s period. Whether mere grammatical or practical education would be more effective and useful and noting the difference between teaching a dead or live language became key factors during the discussions
Dil öğretimi bir gelenektir. Maalesef XIX. yüzyılda Rüşdiye ve idadilerin açılması ile başlayan Türkçe öğretiminin bir geleneği oluşmamıştır. Bu yüzyılda Türkçenin çeşitli meseleleri tartışılmış ama öğretim konusu alfabenin ötesine geçememiştir. Atatürk döneminde bu konunun çiddî manada münakaşa edildiğini görüyoruz. Salt gramer öğretimi ile uygulamalı öğretimin hangisinin daha etkili veya faydalı/öğretici olacağı, ölü dil öğretmek ile yaşayan/canlı dili öğretmek arasındaki farka dikkat edilmesi gerektiği bu konuda önemli bir belirleme olmuştur
Other ID | JA44CY42TD |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 1, 2015 |
Submission Date | May 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 1 Issue: 1 |