20. yüzyıl Türk kültür, irfan, tefekkür ve edebiyat tarihinin en önemli ve velût şahsiyetlerinden olan Sâmiha Ayverdi, roman, tarih, mensur şiir, hatıra, mektup, biyografi gibi nesrin hemen hemen her türünde eser vermiştir. Tarih, kültür, medeniyet ve bütün bunların bir aksi gibi düşünülebilecek olan edebiyata daima “cüz / küll”, “madde / mânâ”, “şekil / öz” gibi, birbirinden ayrı görünen ama ayrı düşünülmemesi gereken unsurlar perspektifinden yaklaşan Ayverdi’nin tasavvufî eserlerinin yanında “coğrafyaya ve mekâna” ayrı bir dikkati söz konusudur. Zira Sâmiha Ayverdi, insanoğlunun üzerinde yaşadığı toprağın şekillendirici gücünün farkındadır ve şehirlerde, kasabalarda, insanoğlunun ortaya koyduğu mimarî eserlerin de insanın yapıcı ve belirleyici kudretlerinin ürünü olduğunu düşünür. Bu anlamda birbirinin devamı niteliğinde olan İstanbul’la Rumeli’nin de Müslüman-Türk’ün zevkinin, estetiğinin ve inşa kabiliyetinin sonucu olduğunu çeşitli eserlerinde vurgular. Bu çalışmada Ayverdi’nin birbirinden çok da ayırmadığı İstanbul ve Rumeli’ye olan dikkat ve hassasiyeti üzerinde durulacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 28, 2018 |
Submission Date | July 9, 2018 |
Acceptance Date | August 23, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 4 Issue: 7 |