This work focuses on the phenomenon of extravagance and examines its reflection on nature. Human has always seen nature in his service since he existed. He has used it wasteful and loutishly without thinking that I am destroying it, and continues to use it. With its activities, it does not only consume the ones in the nature, but at the same time, it changes the natural environment. People's natural life changing activities have gained momentum in recent years. However, every living species exists in its own unique environment; their lives are in danger outside these environments. If the natural environment deteriorates, living creatures can die. Human is one of those creatures. Learning to be respectful to nature is much more important today than before. We need to do this only because it does not meet our basic needs, such as nature, our food, water and air, but because it also has the right to exist. The damage of the nature means that the person is also damaged. Rather than consume nature, without forgetting that we are a part of it, the belief in understanding the natural cycles and adapting ourselves to them and the time to begin living in harmony with nature is getting stronger and stronger
Bu çalışma, savurganlık olgusuna odaklanmakta ve bunun doğaya yansıma şeklini incelemektedir. İnsan, var olduğundan beri hep doğayı kendi hizmetinde görmüştür. Savurganca ve hoyratça, yok ediyor muyum diye düşünmeden kullanmıştır ve kullanmaya devam etmektedir. Faaliyetleriyle sadece doğada olanı tüketmekle kalmamakta, aynı zamanda, doğal çevreyi de değiştirmektedir. İnsanın doğal yaşamı değiştirici faaliyetleri son yıllarda belirgin bir biçimde hız kazanmış bulunmaktadır. Hâlbuki her canlı türü kendine özgü bir ortamda var olmakta; bu ortamların dışında yaşamları tehlikeye düşmektedir. Doğal çevre bozulursa içinde yaşayan canlı ölebilir. İnsan da o canlılardan biridir. Doğaya saygılı olmayı öğrenmek, bugün eskisinden çok daha büyük önem taşımaktadır. Bunu sadece, doğa, bizim besin, su ve hava gibi temel gereksinimlerimizi karşıladığı için değil, onun da var olmaya hakkı olduğu için yapmamız gerekmektedir. Doğanın zarar görmesi insanın da zarar görmesi anlamına gelir. Doğayı tüketmek yerine, onun bir parçası olduğumuzu unutmadan, doğal çevrimleri anlayıp kendimizi onlara uydurarak, doğayla uyum içinde yaşamaya başlama zamanının geldiği inancı gittikçe daha fazla güçlenmektedir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 4 |