30 yaşındaki kadın hasta 21 numaralı dişindeki internal renklenme şikayeti ile kliniğimize başvurmuştur. Klinik muayenede 21 numaralı dişin bukkalinde bir fistül olduğu ve dişte mobilite olduğu görülmüştür. Alınan detaylı anamnezde çocukluk yıllarında o bölgeye travma hikayesine rastlanmıştır. Radyografik muayenede dişin apikalinde büyük bir lezyon ve kökte rezorbsiyon olduğu görülmüştür. Hastaya tedavi öncesi riskler anlatılmış ve kök kanal tedavisine başlanmıştır. İlk seansta giriş kavitesi açılmış, kanal boyu tespiti yapılmıştır. K-tipi eğelerle kanal içi debrisleri temizlemek için preparasyon yapılmış, irrigasyon solüsyonu olarak sodyum hipoklorit kullanılmıştır. Kanal içine kalsiyum hidroksit gönderilmiş ve geçici dolgu materyali ile kavite kapatılmış 1 hafta sonraya hastaya randevu verilmiştir. İkinci seans ve üçüncü seansta h-tipi el eğeleri preparasyon yapılmış ve sodyum hipoklorit ile irrigasyon yapılmıştır ve kanala kalsiyum hidroksit gönderilerek pansumana devam edilmiştir. Son seansta preparasyon tamamlanıp lateral kondensasyon tekniği ile doldurulmuştur. 1.hafta sonunda dişin bukkalindeki fistül yolu kapanmış 2. Haftada dişteki mobilite sıfırlanmıştır. Kök kanal tedavisi sonrası cam iyonomer bir bariyer oluşturulup de-vital (Opalesance Endo %35,Almanya) beyazlatma yapılmıştır. 1 aylık kontrol filminde apikal lezyonun iyileştiği görülmüş ve estetik açıdan hastanın beklentisi karşılanmıştır.
A 30-year-old female patient was admitted to our clinic with the complaint of internal coloration in her tooth 21. In clinical examination, tooth 21 was found to have a fistula in the buccal cervix and mobility in the tooth. The detailed history revealed a history of trauma to the region in childhood. On the radiographic examination, a large lesion of the tooth and resorption of the root were observed. Pre-treatment risks were explained to the patient and root canal treatment was started. Entrance cavity was opened in the first session, channel length was determined. K-type files were used to remove debris and sodium hypochlorite was used as irrigation solution. Calcium hydroxide was introduced into the canal and cavity was closed with temporary filling material and the patient was given an appointment after 1 week. In the second session and third session, h-type hand files were prepared and irrigated with sodium hypochlorite and calcium hydroxide was sent to the root canal and the dressing continued. In the last session, the preparation was completed and filled with lateral condensation technique. At the end of the first week, the fistula in the buccal of the tooth was closed. After root canal treatment, glass ionomer formed a barrier and bleached de-vital (Opalesance Endo 35%, Germany). The apical lesion was recovered in the 1-month control film and the patient's expectations were met in terms of aesthetics.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Diş Hekimliği |
Bölüm | Vaka raporları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 46 Sayı: 2 |