Amaç: Melanositik lezyonların ayırıcı tanısında bazı vakalar zorlayıcı olabilmekte ve benign melanositik lezyonları malign olanlardan ayırt edebilmek için ek güvenilir yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada tanı güçlüğü yaşanan melanositik lezyonlarda PRAME'in rolünü araştırmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 27 atipik Spitz tümör, 12 Spitzoid melanom, 20 konvansiyonel melanom ve 10 yüksek dereceli displazili displastik nevüs dahil edilmiştir. Kontrol grubunu 20 melanositik nevüs, 20 Spitz nevüs ve 10 düşük dereceli displazili displastik nevüs oluşturmuştur. PRAME, BRAF, p16, BAP1, MelanA ve Ki67 immünohistokimya boyamaları otomatik boyama cihazında gerçekleştirilmiştir. %75 ve üzeri boyanma PRAME pozitif olarak tanımlandı. Veriler SPSS v11.5 programı ile analiz edilerek, p<0,05 değeri istatistiksel anlamlı kabul edilmiştir.
Bulgular: PRAME pozitifliği (≥%75), konvansiyonel melanomların %60’ında ve Spitzoid melanomların %25’inde gözlenmiştir. Nevüslerde boyanma saptanmamıştır. Ortalama PRAME boyanma oranları: konvansiyonel melanomda %58,1; Spitzoid melanomda %28; atipik Spitz tümörde %2; Spitz nevüste %3,3; displastik nevüslerde %0,75 ve melanositik nevüslerde %0 olarak bulunmuştur. PRAME; melanom tanısı için %60 duyarlılık ve %100 özgüllük; Spitzoid melanomlar için %25 duyarlılık ve %100 özgüllük göstermiştir. Pozitiflik için eşik değer %55’e indirildiğinde, melanom için duyarlılık %70’e, Spitzoid melanomlar için ise %33,3’e yükselmiş; özgüllük ise değişmemiştir. PRAME ekspresyonu, atipik Spitz tümörlerde Clark seviyesi, Spitzoid melanomlarda tümörü infiltre eden lenfositler ile anlamlı ilişki göstermiştir. Ancak Breslow kalınlığı veya displazi derecesiyle ilişki saptanmamıştır.
Sonuç: PRAME, melanomun benign lezyonlardan ayırt edilmesinde yüksek özgüllük göstermektedir. Pozitiflik için eşik değerin %55–60’a düşürülmesi, özellikle Spitzoid varyantlarda duyarlılığı yükseltip ve özgüllükten ödün vermeden tanısal doğruluğu artırabilmektedir.
Bu çalışma 9 Aralık 2021 tarihli ve I11-684-21 karar numaralı Ankara Üniversitesi İnsan Araştırmaları Etik Kurulu onayı ile gerçekleştirilmiş olup, Helsinki Bildirgesi ilkelerine tam uyum içinde yürütülmüştür.
Bu araştırma Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından TTU-2022-2490 proje numarası ile desteklenmiştir.
TTU-2022-2490
Objectives: Differential diagnosis of melanoma and nevi is usually straightforward. However, there can be difficult cases, and additional reliable methods are needed for differentiating benign melanocytic lesions from malignant ones. We aimed to investigate the role of PRAME in challenging melanocytic lesions.
Materials and Methods: The study included 27 atypical Spitz tumors, 12 Spitzoid melanomas, 20 conventional melanomas, and 10 high-grade dysplastic nevi. The control group included 20 melanocytic nevi, 20 Spitz nevus, and 10 low-grade dysplastic nevus. Immunohistochemistry for PRAME, BRAF, p16, BAP1, MelanA, and Ki67 was performed using automated systems. Staining of ≥75% was defined as PRAME positive. Data were analyzed using SPSS v11.5, and a p-value <0.05 was accepted as significant.
Results: PRAME positivity (≥75%) was observed in 60% of melanomas and 25% of spitzoid melanomas, but not in nevi. Mean PRAME staining percentages: conventional melanoma (58.1%), spitzoid melanoma (28%), atypical Spitz tumor (2%), Spitz nevus (3.3%), dysplastic nevi (0.75%), and 0% in melanocytic nevi. PRAME showed 60% sensitivity and 100% specificity for melanoma, and 25% sensitivity and 100% specificity for spitzoid melanoma. A 55% threshold increased sensitivity to 70% and 33.3%, respectively, without reducing specificity. PRAME expression correlated with Clark level in atypical Spitz tumors, tumor-infiltrating lymphocytes in Spitzoid melanomas, but not with Breslow thickness or dysplasia grade.
Conclusion: PRAME shows high specificity in distinguishing melanoma from benign lesions. Lowering the positivity threshold to 55–60% may improve sensitivity, especially in spitzoid variants, without compromising specificity.
The study was approved by Ankara University Human Research Ethics Committee under decision number I11-684-21 on 9 December 2021 and was conducted in full compliance with the principles of the Declaration of Helsinki.
The research was supported by Ankara University Scientific Research Project Council (project number: TTU-2022-2490).
TTU-2022-2490
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Pathology |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Project Number | TTU-2022-2490 |
Publication Date | September 30, 2025 |
Submission Date | July 11, 2025 |
Acceptance Date | August 21, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 78 Issue: 3 |