Bu çalışma, Radva Aşur’un “Sülasiyatü Girnata” adlı romanında fiziksel betimlemelerin karakterlerin psikolojik ve sosyal rolleriyle nasıl örtüştüğünü analiz etmeyi amaçlamaktadır. Araştırmada, bedensel özelliklerin yalnızca dış görünüşü yansıtmakla kalmadığı, aynı zamanda karakterlerin ruhsal dünyalarını, yaşadıkları tarihi ve toplumsal dönüşümleri de açığa çıkardığı ortaya konulmuştur. Roman boyunca yazar, bedeni bir anlatı aracı olarak kullanarak karakterlerin içsel kırılmalarını, mutluluklarını, kaygılarını ve toplumsal konumlarını okuyucuya aktarmaktadır. Kadın ve erkek bedenlerinin betimlenişi, estetik bir düzlemde kalmamakta; aksine bu betimlemeler tarihsel, kültürel ve hatta politik anlamlar taşımaktadır. Gözler, yüz hatları, beden yapıları aracılığıyla roman karakterlerinin geçirdiği duygusal değişimler ve toplumsal baskılar detaylı bir şekilde yansıtılmıştır. Sonuç olarak, bu çalışmada bedensel betimlemelerin Sülasiyatü Girnata”nde çok katmanlı bir işlev taşıdığı; karakterlerin kimliklerini, yaşadıkları çevresel değişimleri ve psikolojik halleriyle derinlemesine bağlantılı olduğu sonucuna varılmıştır. Bedensel anlatım, romanın insani, tarihsel ve estetik boyutunu zenginleştiren temel bir unsurdur.
This study explores the representations of the body in the Granada Trilogy by Radwa Ashour as a semantic element that transcends the physical dimension, reflecting the psychological, social, and political transformations experienced by the characters within a turbulent historical context. The research is based on the hypothesis that the author employed the body as a parallel text to the narrative, through which identity struggles, alienation, resistance, and defeat can be interpreted. The study adopts a descriptive and analytical approach to uncover the methods through which the body is utilized in the structure of the narrative, with a particular focus on both the female and male bodies as tools to express individual and collective experiences, in which emotional, political, and cultural dimensions intersect. The findings reveal that Radwa Ashour deliberately deconstructed stereotypical images of the body through diverse and unconventional descriptions that reflect ethnic and cultural multiplicity. The research concludes that the body is not presented merely as an individual entity, but as a symbolic text embodying a larger conflict between oppression and alienation on one hand, and dignity and resilience on the other. The study recommends expanding the scope of research on the body in Arabic literature from cultural and historical perspectives, due to the rich and complex analytical potential it offers.
physical description character analyis Radwa ashour Granada Trilogy psychological reflection
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Arabic Language, Literature and Culture |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | May 5, 2025 |
Acceptance Date | June 27, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 7 Issue: 1 |