Osmanlı İmparatorluğu 18. Yüzyılda belirgin bir çözülme sürecine girdi. Çözülmeye paralel olarak Avrupa kaynaklı tehdidin boyutları arttı, ardı ardına askeri yenilgiler yaşanmaya başladı. Bir zamanlar refah kaynağı olmuş geniş topraklar ve milletler ciddi bir yüke dönüştü. Var olan askeri ve ekonomik kaynaklar bütün bunlarla baş edebilecek durumda değildi artık. Kanla kazanılmış toprakları ancak savaşla terk etme anlayışı uygulayan Osmanlı Devleti, buna gücünün yetmediğini anladığı 1798 yılında Fransa’nın Mısır’ı işgali üzerine Avrupa’da tatbik edilmekte olan ittifaklar sistemini, bir başka deyişle devletlerarası denge politikasını benimseyerek toprak bütünlüğünü koruma yoluna gitti. 1799 yılında, tarihinde ilk defa, Çarlık Rusyası ve Britanya ile Fransa’ya karşı ittifak anlaşmaları yaptı. Ömrünün sonuna kadar da, siyasi vaziyet hangi devleti gerektiriyorsa ki genellikle bu devlet Britanya olacak, bu politikayı uygulamaya çalıştı. Diğer taraftan, Britanya da bölgesel çıkarları için oldukça kıymetli olduğunu fark ettiği Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruma siyasetini başlattı bu ittifak anlaşmasıyla. Lakin Osmanlı Devleti’nin uygulamaya koyduğu, gerek bu ittifaklar gerekse 19. Yüzyılda görülecek olan ittifaklar normal sayılabilecek anlaşmalar değildi. Zira Babıali’nin ittifak yaptığı devletler kendi üzerinde siyasi emelleri olan devletlerdi. Ayrıca, ittifak anlaşmaları karşılıklı mütekabiliyet esasına dayanan değil, temin edilen desteğe karşılık ekonomik ve siyasi ödünlerin verilmek zorunda kalındığı anlaşmalar oldu. Çok geçmeden de söz konusu ittifaklar Osmanlı Devleti’ni bilhassa siyasi ve ekonomik açıdan kontrol etmenin ve yön vermenin en etkili enstrümanı haline geldi. Her dış yardım Osmanlı’nın siyasi ve ekonomik bağımsızlığını erozyona uğratırken, bağımlılığını daha da pekiştirdi. Bu bahisle, bu çalışma da çözülmeyi durdurmak için yapılan ittifakların Osmanlı Devleti’nin çözülmesinde ve parçalanmasında kontrollü ve yönetilen bir sürecin öznesi olduğunu örneklerle ortaya koymaya çalışılacaktır.
Yaptığım çalışma bilimsel kurallara uygun olup, kurum ve kişi haklarına zarar vermediğimi beyan ederim.
Yazının dergiye yüklenme sürecindeki yardımlarınız için teşekkür eder kolaylıklar dilerim.
In the 18th century, the Ottoman Empire clearly had entered into a period of dissolution. In parallel to the dissolution, it faced great threats rising from Europe and experienced military defeats after defeats. The vast territories and the nations which once upon were source of prosperity, turned into a serious burden. Its own military and economic powers were not enough to overcome these problems. After an unexpected development, the French invasion of Egypt in 1798, it begun to apply the alliances policy in other words, the balance of power policy in order to maintain its territorial integrity. In 1799, the Ottoman Empire reacted to the French invasion by making alliances with Britain and Russia. Until the collapse it tried to use this policy especially relying on Britain. On the other hand, the British government, appreciated the importance of the Ottoman Empire, had begun its 19th century policy of preserving the Ottoman territorial integrity against rival states especially traditional enemy Russia. However, the alliances the Sublime Porte acted were not ordinary agreements. Because, the partners in the alliances were the states which had own great interests on the Ottoman Empire. Moreover, the Sublime Porte had to give important economic and political privileges in return for gaining support. So, in a short period, the alliances turned into an effective instrument in the hands of the European Powers in order to control and exploit the Ottoman Empire. Every foreign support made the empire dependent on European Powers and damaged its economic and political sovereignty. In this study, we are trying to examine this relationship with examples from the 19th century Ottoman history.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Late Modern Ottoman History |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2024 |
Submission Date | February 5, 2024 |
Acceptance Date | March 13, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |