Osmanlı Devleti, 1860’larda yoğun göç dalgasıyla karşı karşıya kalmış ve sınırlı kaynaklarla muhacirleri iskân etme, sağlıklarını koruma, temel ihtiyaçlarını karşılama ve üretken bireyler haline getirme çabası göstermiştir. Göçmenlerin iskân bölgelerine sevkleri, iskân alanlarının belirlenmesi, barınma koşullarının sağlanması, mali ve ayni yardımların temini gibi meseleler merkez-taşra iş birliğini gerekli kılmıştır. Osmanlı arşiv belgelerinden kapsamlı bir şekilde yararlanan bu çalışmada, 1860-1866 yılları arasında Gelibolu’da göç ve yerleşim politikalarının yerel olarak nasıl deneyimlendiğini ortaya koymak için mikro-tarihsel bir yaklaşım kullanılmaktadır. İdari yazışmalara, teftiş raporlarına ve dilekçelere odaklanarak, Osmanlı göç yönetiminin tarih yazımına özgün bir katkı sunarak, merkezi politikalar ile taşra gerçeklikleri arasındaki gerilimleri ortaya koymak amaçlanmaktadır. Gelibolu sancağında muhacirler kimi zaman toplu, kimi zaman dağınık şekilde farklı kaza ve köylere yerleştirilmiştir. Yerleşim sürecinde karşılaşılan barınma, iaşe, ulaşım ve sağlık yetersizlikleri gibi sorunlar, farklı düzeylerde çözüm arayışlarını beraberinde getirmiştir. Halkla ilişkiler, yardımlaşma pratikleri ve sosyal uyum süreçleri bu göç dalgasının insani ve toplumsal boyutunu şekillendirmiştir. Devlet, zamanla muhacirlerin keyfi yer değiştirmelerini önlemek adına çeşitli yasal tedbirler almak zorunda kalmıştır. İdari çekişmelerin, yolsuzluk iddialarının ve kaynak sıkıntılarının damga vurduğu bu süreçte, Kırım ve Kafkasya’dan gelen yaklaşık 7.000’den fazla muhacirin yalnızca Gelibolu sancağına yerleştirildiği anlaşılmaktadır.
In the early 1860s, the Ottoman Empire faced a massive wave of Muslim immigration, primarily comprising Crimean Tatars and Circassians. Despite limited resources, the state aimed to resettle these immigrants, safeguard their health, meet their basic needs, and integrate them into society as productive members. This process required extensive coordination between central and local authorities. It involved immigrants’ transportation from Istanbul, identification of settlement areas, provision of housing, and allocation of financial and material aid. This study, drawing extensively on Ottoman archival documents, employs a micro-historical approach to explore how migration and settlement policies were locally experienced in Gallipoli between 1860 and 1866. By focusing on administrative correspondences, inspection reports, and petitions, it aims to make an original contribution to the historiography of Ottoman migration management by revealing the tensions between central policies and provincial realities. In the Sanjak of Gallipoli, immigrants were settled either collectively or dispersed across various districts and villages. However, problems such as inadequate shelter, food shortages, transportation difficulties, and public health challenges required urgent administrative interventions. Social integration and relations with local populations added further complexity to the process. Over time, the Ottoman state introduced legal measures to prevent unauthorized relocations and conducted inspections to monitor the settlement process. It is understood that over 7,000 immigrants from Crimea and the Caucasus were settled solely in the Sanjak of Gallipoli.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Late Modern Ottoman History |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Early Pub Date | November 24, 2025 |
| Publication Date | November 28, 2025 |
| Submission Date | June 3, 2025 |
| Acceptance Date | October 9, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 6 Issue: 3 |
Kulliye is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License CC BY-NC 4.0