Bu çalışma, çocuklarını kurum bakımına bırakmış ve ardından çocukları koruyucu ailelere yerleştirilmiş olan kadınların öznel annelik deneyimlerini araştırmaktadır. Psikanalitik bir perspektif benimsenerek katılımcılarla gerçekleştirilen yarı-yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiş, bu görüşmeler sonucunda katılımcıların anneliklerine ve çocuklarına ilişkin zihinsel tasarımlarını ve öznel annelik deneyimlerini içeren araştırma verileri elde edilmiştir. Kuram oluşturma yöntemi ile gerçekleştirilen analiz sonucunda katılımcıların kendilerine ilişkin fedakâr, iyi, tümgüçlü annelik tasarımları sundukları gözlemlenmiş, bununla birlikte katılımcıların kendi anneliklerine ilişkin çifte değerli duygular hissettikleri anlaşılmıştır. Çocukları ile yaşadıkları ani ayrılıkların ve onlara fiziksel ve ruhsal bakım sağlayamamanın, katılımcıların kendilerini anne olarak konumlandırmakta ve anneliklerine ilişkin çifte değerliliği düzenlemekte güçlük çekmeleri ile ilintili olabileceği öne sürülmüştür. Gebelik dönemlerinde çocuklarına ilişkin olumsuz duygulanımlara sahip olduklarını ifade etmelerine rağmen katılımcıların kurum bakımına bıraktıkları çocuklarına ilişkin tutarlı bir biçimde olumlu zihinsel temsillere sahip oldukları gözlemlenmiştir. Evli olmayan annelere ilişkin toplumdaki sosyal damgalamanın, katılımcıların gebelik dönemlerinde çocuklarına ilişkin hislerini etkilemiş olabileceği düşünülmüştür. Çocuklarını kurum bakımına bırakan annelere öznel deneyimlerini seslendirebilecekleri bir alan açabilmenin, sosyal hizmet politikaları ve terapötik müdahalelerin geliştirilebilmesi ve çocukların kurum bakımına alınmaları ile sonuçlanan ilişkisel, sosyal ve ekonomik dinamiklerin iyileştirilebilmesi için önemli olduğu düşünülmektedir. Kurum bakımının kaçınılmaz olduğu durumlarda ise, biyolojik ebeveynlerin perspektiflerini içeriden duyabilmenin hem ebeveynler hem çocuklar için ani ayrılığın olumsuz etkilerini azaltmada etkili olacağı düşünülmüştür.
This study investigated the women’s subjective motherhood experiences who left their children to institutional care and whose children subsequently lived with foster parents. Adopting a psychoanalytical perspective, semi-structured interviews were conducted. A data set comprising of women’s mental representations about motherhood and their children, along with the subjective motherhood experiences were obtained. The data analysis conducted with grounded theory methodology yielded that our participants displayed both favorable and unfavorable representations of motherhood while expressing ambivalence regarding their positions as mothers. It was inferred that the abrupt separation from their children and the inability to provide physical and psychological care to their offspring might be associated with difficulties in positioning themselves as mothers and regulating ambivalent emotions about motherhood. Although the participants reported to have negative feelings towards their children during pregnancy, they now provided positive mental representations of their offspring who were under institutional care. The stigmatization of single mothers in society might have influenced participants’ negative feelings during pregnancy period. It is of utmost importance providing room for mothers whose children were under institutional care for voicing their experiences to improve social service policies and therapeutic interventions. In cases where institutional care is inevitable, biological parents’ articulating their perspectives might help diminishing the negative impacts of abrupt separation for both parties.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Psychology |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | February 28, 2022 |
Submission Date | May 9, 2021 |
Acceptance Date | November 3, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 |