Nowadays, discourses about feminism are gaining momentum around the world. Meanwhile, the Islamic world is sometimes consciously and sometimes unconsciously affected by these discourses coming from the West. In fact, by referring to religious and sacred texts, the perspective on women and women's rights is changing and different ideas are developing. In the verse of indebtedness, the testimony of a man being equal to two women has been reflected in different ways in the interpretations. "Do women lack intelligence and religion?" or “Is this because of the responsibility that social life brings?” questions have also been clearly addressed in Islamic history. Fahreddin er-Râzî (d. 606/1210), Ahmed b. Ömer Kurtubî (d. 656/1258) and Ebü'l-Fidâ İbn Kesir (d. 774/1373) attributed the female testimony in the verse about "indebtedness" (mudayana) to the woman's lack of intelligence. But beyond that, Abdülkadir b. Muhammed Taberi (d. 1033/1624), Ebü'l-Berekât en-Nesefi (d. 710/1310) and ez-Zemahseri (d. 538/1144) explained this discourse with the social and psychological situation of women.
İn the changing and developing world, the rights given to women in Islam are constantly on the agenda. In addition, under the influence of feminist discourses, discussions on women's issues have entered a vicious circle. In this study, the issue of women's testimony is discussed only in the context of the verse about "indebtedness" (mudayana). In addition, both past and present debates have been evaluated in the context of responding to feminist claims.
Günümüzde dünya üzerinde feminizme dair söylemler hız kazanırken İslam dünyasında bazen bilinçli bazen de bilinçsiz şekilde batıdan gelen bu akımdan etkilenerek dinî ve kutsal metinler üzerinden kadına ve kadın haklarına bakış açısı değişip farklı fikirler gelişmeye başlamıştır. Müdayene Ayetinde şahitlikte bir erkeğe karşılık iki kadın olması tefsirlere farklı şekilde yansımış ve tartışma “kadının aklı ve dini eksik olduğu için mi yoksa sosyal hayatın getirdiği sorumluluk sebebi ile mi olduğu ” soruları üzerinden dönmüştür. Kur’an’da kadının şahitliği meselesi İslâm ilim tarihinde de en başından beri teferruatıyla ele alınmış Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1210), Ahmed b. Ömer Kurtubî (öl. 656/1258), Ebü’l- Fidâ İbn Kesir, (ö. 774/1373) gibi mütekaddim âlimler müdâyene âyetindeki kadının şahitliğini kadının aklının eksikliğine bağlarken Abdülkādir b. Muhammed Taberî (ö. 1033/1624), Ebü’l- Berekât en-Nesefî (ö. 710/1310), ez-Zemahşerî (ö. 538/1144) gibi âlimler bu durumu kadının sosyal ve psikolojik durumuna hamletmişlerdir. Değişen ve gelişen dünya şartlarında, İslam dininde kadına sunulmuş haklar sürekli gündemde tutulmuş feminist söylemlerin de etkisiyle kadın konusu üzerindeki tartışmalar da hız kazanmıştır. Bu makalede diğer çalışmalardan farklı olarak kadının şahitliği konusu sadece müdâyene âyeti bağlamında ele alınıp hem geçmişte hem de günümüzde yapılan tartışmaların feminist iddialara cevap niteliğinde olup olmadığının mukayesesi yapılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Tafsir |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | February 11, 2024 |
Acceptance Date | June 29, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 19 |
Baberti is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.