Fibromyalgia syndrome (FMS) is characterized by chronic widespread body pain, fatigue, morning stiffness, subjective swelling, sleep
disturbances, bowel problems, multiple somatic and cognitive problems. Basically, the impairment of lymphatic circulation caused
by the chronic loading of the vegetative nervous system (VSS) is the forerunner. In this context, interference areas are also a significant burden. Regulation of VSS that surrounds the lymphatic system and fight against latent acidosis should be the main treatment
approach.
In this study, the files of 113 patients who were diagnosed with FMS according to the ACR 1990 Diagnostic Criteria were retrospectively reviewed. In the vast majority of patients, latent acidosis, hormonal dysfunction and multiple destructive areas were detected.
A mean of 6.1 ± 3.2 neural therapy sessions was performed. When the good and good categories were assessed together according
to the Likert scale, it was observed that 76.1% of the patients were highly effective in neural therapy. It was observed that this ratio
continued to be 65.5% after 17.7 ± 15.4 months of treatment. 15.9% of the patients were moderate, 1.8% were mild and 6.2% had
no effect. The results has shown that neural therapy can be an effective treatment modality for removing treatment-resistant causes.
Fibromiyalji sendromu (FMS), kronik yaygın vücut ağrısı, yorgunluk, sabah tutukluğu, subjektif şişlik, uyku bozukluğu, bağırsak problemleri, multiple somatik ve bilişsel problemlerle karakterizedir. Temel olarak, vejetatif sinir sisteminin (VSS) kronik yüklenmesi ile
ortaya çıkan lenfatik dolaşım bozukluğu ön plandadır. Bu kapsamda bozucu alanlar da önemli bir yüklenme sebebidir. Lenfatik
sistemin etrafını saran VSS’nin regülasyonu ve latent asidozla mücadele ana tedavi yaklaşımı olmalıdır.
Bu çalışmada ACR 1990 Tanı Kriterlerine göre FMS tanısı konuşmuş 113 hastanın dosyası retrospektif olarak incelendi. Hastaların büyük çoğunluğunda latent asidoz, hormonal disfonksiyon ve çoklu bozucu alan tespit edildi. Hastalara ortalama 6.1 ± 3.2 Nöralterapi
seansı uygulandı. Likert skalasına göre çok iyi ve iyi kategorileri birlikte değerlendirildiğinde tedaviden sonra hastaların % 76.1’nde
Nöralterapinin oldukça etkili olduğu görüldü. Tedaviden 17.7 ± 15.4 ay sonra yapılan görüşmede ise bu oranın % 65.5 olarak devam ettiği gözlendi. Hastaların % 15.9’u orta, % 1.8’i hafif ve % 6.2’si etki yok şeklinde değerlendirme yaptı. Bu çalışmadan elden
edilen sonuçlar; Nöralterapinin, tedaviye direnç gösteren nedenlerin ortadan kaldırılmasında etkili bir tedavi yöntemi olabileceğini
göstermiştir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Research |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 12 Issue: 1 |