Küreselleşme istihdam, gelir dağılımı ve çalışma standartları gibi alanları derinden etkilemekte, bu konuları ekonomik ve politik gündeme taşımaktadır. Bu bağlamda, çalışma standartlarını küresel düzeyde koordine etme çabaları da belirgin bir hale gelmektedir. Uluslararası çalışma standartlarına karşı olanlar, bu standartlara serbest piyasaların işleyişini engelleyecek gereksiz bir müdahale ve gizli korumacılık olduğu gerekçesiyle karşı çıkmaktadırlar. Bunları savunanlar ise, adil bir rekabeti teşvik etmek ve emek piyasalarının işleyişini kolaylaştırmak için bir dizi minimum çalışma standardına ihtiyaç olduğunu iddia etmektedirler. Bu makale, çalışma standartlarına yönelik teorik tartışmaları incelemekte ve çalışma standartlarının uygulanmasının ticari yaptırımlara değil, gönüllülük esasına dayalı olması gerektiğini ileri sürmektedir.
Globalization has deeply affected employment, income and labour standards and brought them on the world economic and politic agenda. In this context, attempts to coordinate labour standards at a global level have became more obvious. Those, against labour standards, consider them as an unnecessary intervention preventing effective operation of labour markets and disguised protectionism while those, defending labour standards, argue that there is great need for promoting fair trade and facilitating operation of labour markets via labour standards. This article reviews the theoretical positions on labour standards and argues that the labour standards should be implemented via voluntary means rather than trade sanctions.
Diğer ID | JA93PE58FR |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2004 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2004 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2004 Sayı: 2 |
Twitter Google Akademik Academia.edu
@DergisiBilgi Bilgi Dergisi Google Akademik Hesabı Bilgi Dergisi Academia.edu Hesabı
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.