The concept of financial crisis, which is perceived as a longestablished
problem in the world of economists keeps its property of threatening
the liberal capitalist system. This phenomenon has been evaluated in
various types due to historical experiments and has been defined basing on
different stresses. As each crisis of the system is different from the former
one due to its emergence and results, the theoretical framework lost its explanatory power and changed at every turn. In 1960’s and 1970’s it is supposed
that the crises came in sight as the result of insistency between macroeconomic
policies and fixed exchange rate regime. However in 1990’s,
when the inclinations of financial liberalization intensified, this approach
was proved to be wrong, because there had been a perfect consistency between
macroeconomic policies and fixed exchange rate regime in due course
of the crises of 90’s. In the last 90’s it is seen that a crisis of a country
spreads to another country easily. A financial crisis, no matter which causes
it, has vital effects which dissolve the foreign exchange reserve beginning
from the banking sector, distort the balance of payments, and weaken the
power of debt discharging and the basis of production.
İktisatçıların dünyasında ‘kökü kurumayan bir sorun’ olarak algılanan
finansal kriz, liberal kapitalist sistemi tehdit eden bir olgu olma özelliğini
korumaktadır. Bu olgu, tarihsel deneyimler temelinde farklı değerlendirmelere
tabi tutulmuş ve farklı vurgular üzerinden tanımlanmıştır. Sistemin maruz
kaldığı her kriz, ortaya çıkış mekanizmaları ve tezahür etme biçimi itibariyle
bir öncekinden farklı olduğu için, teorik çerçeve her defasında izah gü-
cünü yitirerek değişime uğramıştır. 1960’lı ve ’70’li yıllarda, krizlerin makroekonomik
politikalar ile sabit kur rejimi arasındaki uyumsuzluğun bir sonucu
olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. ‘Finansal serbestleşme’ eğilimlerinin
arttığı 1990’lı yıllarda bu yaklaşımın doğru olmadığı anlaşılmıştır.
Çünkü o yıllarda makroekonomik politikalar ile sabit kur rejimi arasında bire
bir uyum olmasına rağmen, ağır krizler yaşanmıştır. ’90’ların sonuna doğ-
ru ise bir ülkede ortaya çıkan bir krizin rahatlıkla bir başka ülkeye sirayet
edebildiği görülmüştür. Sebebi ne olursa olsun finansal kriz, bankacılık sektöründen
başlayarak ülkenin döviz rezervlerini eriten, ödemeler dengesini
bozan, borç ödeme yeteneğini zayıflatan ve üretici temellerini aşındıran etkiler
ortaya koymaktadır.
Diğer ID | JA68ZR88PB |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2012 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 1 |
Twitter Google Akademik Academia.edu
@DergisiBilgi Bilgi Dergisi Google Akademik Hesabı Bilgi Dergisi Academia.edu Hesabı
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.