Covid-19 pandemisinin önüne geçmek için diğer ülkeler gibi Türkiye’de de sokağa çıkma yasağı, hayati olmayan sektörlerin kapatılması gibi müdahaleler yapıldı. Bu müdahalelerin temel amacı toplumsal hareketliliği azaltıp yani teması düşürüp salgının hızını yavaşlatmak ve bulaş hızını kesmekti. En iyi sonucun sadece tam kapanmayla ortaya çıkmadığı bununla birlikte yaygın test ve sıkı kontrollerin de gerektiği kısa sürede anlaşıldı. Türkiye ise tam kapanma ve yaygın test politikaları gütmedi. Bunlar yerine kısıtları ekonomik kaybı ve oy kaybını en aza indirmek olan politikalar üretildi. Bu çalışmada bu önleyici politikaların etkinliğini Türkiye özelinde ikinci en iyi teorisi bağlamında tartışıyoruz. Bu tartışmayı Google Topluluk Hareketliliği Raporları, Covid-19 vaka sayısı ve Türkiye'de alınan önlemler çerçevesinde yürütüyoruz. Önsel sonuçlarımız arasında, önlemler alınmadan önce insanların korku ve panik ile hareketliliği azaltıp, konutlarında daha çok vakit geçirmeye başladığını görüyoruz. Ayrıca alınan önlemler hala uygulanmaktayken, hareketliliğin artmaya başladığını gözlemledik. Kısacası, önlemlerin yapısı ve yarattığı kafa karışıklığı da düşünülünce, bu önlemlerin etkili olmadığı sonucuna ulaşabiliriz. Bu çerçevede davranışsal iktisat argümanlarıyla desteklenen ve gönüllü davranış değişikliklerine odaklanan dürtme stratejilerinin tam kapanma ve yaygın test uygulanamayan durumlarda ikinci en iyi olarak başarılı olabileceği kanısındayız.
Topluluk hareketliliği Covid-19 Kamu politikası İkinci en iyi teorisi
In order to prevent the Covid-19 pandemic, interventions such as curfew and closing of non-vital sectors have been made in Turkey, as in other countries. The primary purpose of the interventions is to slow down the transmission of the Covid-19 virus by way of reducing community mobility. Only the policy that applied with total closure and widespread test policy could result in the first best. It was quickly realised that total lockdown does not work without a widespread testing policy. Turkey did not follow a total lockdown and widespread test policies. Instead, policies in Turkey follow the constraints that minimise economic loss and vote loss for the ruling party. We discuss the effectiveness of policies that follow these constraints within the framework of the theory of second best. In this study, we discuss the effectiveness of these measures in the context of the theory of second best in Turkey. We are conducting this discussion within the framework of Google Community Mobility Reports, the number of Covid-19 cases and the measures taken in Turkey. Among our preliminary results, we see that before the measures were taken, people started to spend more time in their homes, reducing mobility with fear and panic. In addition, while the measures taken were still being implemented, we observed that the mobility started to increase. In short, considering the nature of the measures and the confusion they create, we can conclude that these measures are not effective. In this context, we believe that behavioural public policy strategies, supported by behavioural economics arguments and focusing on voluntary behavioural changes, can be successful as the second-best in cases where complete closure and widespread testing cannot be applied.
Community mobility COVID-19 Public policy the theory of second best
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 4 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 23 Sayı: 1 |
Twitter Google Akademik Academia.edu
@DergisiBilgi Bilgi Dergisi Google Akademik Hesabı Bilgi Dergisi Academia.edu Hesabı
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.