Chemistry is one of the indispensable, dynamic, and constantly evolving branches of science in understanding the universe. The human mind's ability to comprehend the atom and, moreover, to imagine breaking it down is a revolution in human thought. Furthermore, since all existence is composed of atoms, explaining all this diversity is again the task of chemists. The bonding of atoms in different arrangements and chemical bonds was also a result of chemists' different ways of thinking. It took chemists centuries to arrive at the attractive fundamental ideas of alchemy, with its extensive literature and rich symbolism, and to critically re-examine its theories and assumptions. When examining the history of such a science, what kind of research methods do we need to understand this different way of thinking? Is there a need for new methodologies in this field? In this study, our aim is to explore the possible contributions of an experimental approach to the history of chemistry, an experimental science, within the framework of this question. Reenactment old experiments gives the history of chemistry scholar the opportunity to “touch” the scientific thought of the past. This is part of a special approach we call “experimental history of science.” Because chemistry is a science that can only be understood through experimentation. For this reason, for historians of chemistry, the experiment is not a tool, but the very form of scientific thought. The history of the discipline reveals how experimental methods transformed the ways in which humans understood nature. In doing so, the article will discuss how the fundamental use of the experimental method is also one of the working methods of the historian of chemistry.
Evrenin anlaşılmasında vazgeçilmez bir yeri olan, etkin ve sürekli gelişen bilimlerden biridir kimya. İnsan aklının atomu düşünebilmesi ve dahası onu parçalayabileceğini düşlemesi, insan düşüncesinde bir devrimdir. Dahası tüm var oluş atomlardan meydana gelirken, tüm bu çeşitliliği açıklamak da yine kimyacılara düşmüştür. Atomların farklı düzenlerde bağlanması ve kimyasal bağlar da kimyacıların bu değişik düşünme biçimlerinin bir sonucuydu. Kapsamlı literatürü ve zengin simgeciliğiyle simyanın çekici temel düşüncelerine ulaşmak ve kuramlarını ve varsayımlarını eleştirel bir gözle yeniden ele almak kimyacıların yüzyıllarını almıştır. Böyle bir bilimin tarihini çalışırken, bu farklı düşünme biçimini anlamak için ne tür çalışma yöntemlerine ihtiyacımız var? Bu alanda yeni metodolojilere ihtiyaç var mıdır? Bu çalışmada da amacımız, bu soru çerçevesinde tecrübi bir bilim olan kimyanın tarihinin de tecrübi bir yaklaşımla ele alınmasının, kimya tarihi çalışmalarındaki olası katkılarını araştırmaktır. Eski deneyleri yeniden yapmak (reenactment), kimya tarihçisine geçmişin bilimsel düşüncesine “dokunma” fırsatı verir. Bu, “deneysel bilim tarihciliği” dediğimiz özel bir yaklaşımın parçasıdır. Çünkü kimya, ancak deneyle doğrulanarak anlaşılabilen bir bilimdir. Bu sebeple kimya tarihçileri için deney; bir araç değil, bilimsel düşüncenin varlık biçimidir. Disiplinin geçmişi, deneysel yöntemlerin insanın doğayı anlama biçimlerini nasıl dönüştürdüğünü ortaya koyar. Bunu yaparken deneysel yöntemin temel düzeyde kullanımının, kimya tarihçisinin de çalışma yöntemlerinden biri olması makalede tartışılacaktır.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Philosophy of Science |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Submission Date | November 4, 2025 |
| Acceptance Date | December 10, 2025 |
| Publication Date | December 29, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Issue: 3 |