Tezkirelerde şairlerin biyografik bilgi ve
değerlendirmelerinin yanında, onların edebî
şahsiyetlerini ve sanat kapasitelerini açığa çıkaran
bilgi ve tanıtmalara da yer verilmiştir. Bunlar
şairlerin sanat güçleriyle yaratılışları arasındaki
münasebet, tabiatlarında sanat açısından gerekli
özelliklerin bulunup bulunmadığı, doğuştan
getirdikleri sanat zevk ve kabiliyetinin genel sanat
durumlarına etkisi şeklinde özetleyebileceğimiz
geniş bir perspektifle dikkatlere sunulur. Tezkireci
tanıtma ve değerlendirmelerini yaparken, kendi
çağının kıymet hükümlerini ve bu hükümlerin
ifadesi olan kelime ve tabirleri sıkça kullanır. Bunlar
îcâd, ibdâ, ihtirâ; tasarruf; bedîhe-gû; cevdet, cevdeti tab’; hiddet, sür’at, titizlik, sebük-tâz, sebük-tıynet,
tab’-ı âteş-pâre; pür-gû; cevelân, cevelân-ı tab’;
dikkat, dakîk, dakîka-şinâs, dakîka-dân, mû-şikâf,
hurde-bîn, hurde-gîr; nakkâd, suhan-senc, suhanârâ ve vezn-i tab’ gibi ifade kalıplarını kapsar. Genel
ve soyut çerçevede kalan bu değerlendirmelerin
oranı, tezkireden tezkireye değişebileceği gibi, aynı
tezkiredeki şairler arasında bile farklılık arz eder,
ancak tezkire yazarları şairlerin doğuştan sanatkâr
bir mizaçla dünyaya gelmeleri konusu üzerinde
ısrarla dururlar. Bütün bu değerlendirmelerde
şairin hangi eserinden hareket edildiği belli olmadığı
için, tezkire dili bağlamında değerlendirilebilecek bu
kalıp ifadeler, ancak kendi kaideleri ve kendine
mahsus tenkid terminolojisi içinde bir anlam
kazanır.
Bu makalede, 18. yy. tezkireleri örnekleminde
şairlerin edebî şahsiyetini ve sanat kıymetini ortaya
koyan bu ifade kalıpları, kendi mânâ kâinatları ve
değerlendirme metodu çerçevesinde incelenecektir.
In addition to the biographical information and evaluations of the poets, the information and
introductions that reveal their literary personalities and artistic capacities are also included
in the Tezkires. These are presented with a broad perspective that we can summarize as the
relationship between the artistic powers of poets and their creation, whether they have the
necessary qualities in their nature in terms of art, and the effect of their innate artistic taste
and talent on general artistic situations. While introducing and evaluating the author, tezkire
writer frequently uses the value provisions of his age and the words and phrases that are the
expressions of these provisions. These cover expression patterns such as îcâd, ibdâ, ihtirâ;
tasarruf; bedîhe-gû; cevdet, cevdet-i tab’; hiddet, sür’at, titizlik, sebük-tâz, sebük-tıynet, tab’-
ı âteş-pâre; pür-gû; cevelân, cevelân-ı tab’; dikkat, dakîk, dakîka-şinâs, dakîka-dân, mû-şikâf,
hurde-bîn, hurde-gîr; nakkâd, suhan-senc, suhan-ârâ ve vezn-i tab’. The proportion of these
evaluations, which remains in general and abstract frameworks, can change from tezkire to
tezkire, as well as among the poets in the same tezkire, however tezkire writers insistently
point out that poets were born with an artistic temperament. Since it is not clear which work
of the poet is based on in all these evaluations, these stereotypical expressions that can be
evaluated in the context of the tezkire language gain a meaning only within their sui generis
rules and their own criticism terminology.
In this article, these expression patterns, which reveal the literary personality and artistic
value of poets in the sample of 18th century tezkires, will be examined within the framework
of their own meaning universes and evaluation method.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2021 |
Submission Date | April 11, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 1 Issue: 1 |