İnsan, tüm hayvanlara ve dünyaya egemen
durumdadır. Bunun en temel iki nedeni, insanın
toplum içinde yaşaması ve beynidir. İnsanın
bugünkü egemen duruma gelmesindeki temel
neden olan bu beceriler, insanın dil ve iletişim
yeteneğinin olmasına bağlıdır. Dil, bir anda
düşünemeyeceğimiz kadar çok yönlü, değişik
açılardan bakınca başka başka nitelikleri beliren,
kimi sırlarını bugün de çözemediğimiz büyülü bir
varlıktır. Her yönüyle bir ulusun kültürünün de
aynası, insanın ve uygarlığın en önemli belirtisi ve
aracıdır. Dil, zihnin çalışmasıyla yeni kavramlar
oluşturmakta ve insan yaşamının çeşitli yönlerinin
söze dönüşmesini sağlamaktadır.
Söz, dilin bireysel yanıdır. Bir toplumun geçirdiği
bütün kültür değişimleri dilde yankısını
bulmaktadır. Söz ölümü, her dilin söz varlığını
oluşturan sözcük veya sözlerden bir kısmının
zamanla, dil içi ve dil dışı çeşitli etkenlerle
unutulup kaybolmasıdır. Söz ölümünün temel
nedeni, sözcüğün gösterdiği nesnenin, toplumun
ve bireyin yaşamında artık yerinin kalmaması,
tanınmaz olmasıdır.
Söz ölümünün üç türü vardır. Bunlar: 1. Saklantı
Kelimeler, 2. Yabancılaşan Kelimeler, 3. Tamamen
Kaybolan Kelimeler. Saklantı kelimeler, dilde tek
başlarına anlamları olmayan belli bölge, ağız veya
kavram alanlarında saklanmış kelimelerdir.
Kelime kök veya gövdesindeki saklantı kelimeler ve
kalıp sözlerdeki saklantı kelimeler olarak iki
grupta incelenir. Yabancılaşan kelimeler, yabancı
dillerin güçlü etkisinde kalmış dillerde, çekirdek
sözcüklerde de yabancılarının tercih edilmesiyle
unutulan kelimelerdir. Bu tür kelimelerde Türkçe
bir kelimenin bir başka dile geçip o dilin ses ve
şekil kalıplarına girerek tekrar Türkçeye geçtiği
örneklere de rastlanmaktadır. Tamamen kaybolan
kelimeler, kavramın nesneler dünyasında yok
olması sonucu oluşan kelimelerdir. Çeşitli sosyal,
kültürel, ekonomik ve askerî gelişme ve değişmeler
dil üzerinde oldukça önemli bir etkiye sahiptir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2021 |
Submission Date | April 14, 201 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 1 Issue: 1 |