As seen in historical sources, there are places where Alexander set foot in wide geographies extending from the Roman Empire to Anatolian lands, from there to Central Asia, from there to India and China. This journey of Alexander, passing through the borders of the countries he conquered, left a deep impact on their history, civilisation, belief and race. The traces of this interaction transcend time and continue to live in literary works and art branches in registered and unregistered form. Alexander's conquests, travels and adventures, which have been mentioned in legends, myths, tales and historical writings for centuries, have always aroused curiosity in people. Alexander's adventures, which took place in many folk narratives, later became the subject of literary works, epics and masnavi by poets and writers. Iskender-nâmas are the most prominent of the heroic masnavîs that tell the story of Alexander the Great's fortune and virtue. Ahmedî's İskender-nâme, written in the 14th century, is the first and most successful example of the masnavis written in Classical Turkish literature and dealing with this subject. The work is a translation of the work with the same title by the Turkish poet Nizāmi of Genceli, but Ahmadī added new motifs to the work, omitted some events or added some new events, thus elevating the work to the status of an edited work. The fact that Aḥmadī treats Alexander the Great as the protagonist in his masnavi and witnesses an important period of history makes the work worth analysing in many aspects. In the work, Alexander's heroism, his invincible free spirit, his wisdom, his discoveries and his relations with the judges, which are the subject of Iskender-nāme, are treated in the form of an exhibition, while at the same time the narrative has a didactic characteristic, which is extremely important.
This article aims to analyse Ahmedî İskender-nâme in the light of Axel Olrik's 'Epic Rules of Folk Narratives'. These epic rules, which Axel Olrik states that folk narratives are shaped around common principles, have a universal academic importance in the reading and interpretation of similar texts. These rules will be applied to Ahmedî İskender-nâme, which is shaped by narratives that constitute the basis of Classical Turkish literature, and the literary and aesthetic value of the work will be presented to attention through narrative technique.
Tarihî kaynaklarda görüldüğü üzere Roma İmparatorluğu’ndan Anadolu topraklarına, oradan Orta Asya zeminine, oradan da Hindistan ve Çin’e kadar uzanan geniş coğrafyalarda İskender’in ayak bastığı yerler vardır. İskender’in bu yolculuğu, fethettiği ülkelerin sınırlarından geçerek onların tarih, medeniyet, inanç ve ırkında derin bir etki bırakmıştır. Bu etkileşimden kalan izler zamanı aşarak kayıtlı ve kayıtsız hâlde edebî eserler ve sanat dallarında yaşamaya devam etmektedir. Asırlar boyunca geçmişten bugüne kadar geçen zaman diliminde efsaneler, mitler, masallar ve tarihî yazılarda bahsi geçen İskender’in fetihleri, seyahatleri ve sergüzeştleri, insanlarda hep merak uyandırmıştır. Halk anlatılarında pek çok yer alan İskender’in macerası sonradan şair ve yazarlar tarafından edebî eserlere, destan ve mesnevîlere konu olmuştur. İskender-nâmeler Büyük İskender’in talihi ve erdemini hikâye eden kahramanlık mesnevîlerinin en başında gelmektedir. Ahmedî’nin 14. yüzyılda kaleme aldığı İskender-nâme’si Klâsik Türk edebiyatında yazılan ve bu konuyu işleyen mesnevilerin ilk ve en başarılı örneğidir. Eser Genceli Türk şairi Nizâmi’nin aynı adlı eserinin çevirisidir, ancak Ahmedî eserine yeni motifler ekleyip bazı olayları çıkarmış ya da bazı yeni olaylar ekleyerek eseri te’lif bir eser konumuna yükseltmiştir. Ahmedî’nin mesnevisinde Büyük İskender’i başkahraman olarak işlemesi ve tarihin önemli bir dönemine tanıklık etmesi eseri pek çok açıdan incelenmeye değer kılmaktadır. Eserde, İskender-nâme’ye konu olan İskender’in kahramanlığı, yenilmez özgür bir ruha sahip oluşu, bilgeliği, keşifleri ve hakîmlerle olan münasebeti sergüzeşt niteliğinde işlenirken aynı zamanda anlatının didaktik bir özelliğe sahip olması da son derecede önemli bir mahiyet taşır.
Bu makalede, Ahmedî İskender-nâme’sinin, Axel Olrik’in ‘Halk Anlatılarının Epik Kuralları’ ışığında incelenmesi amaçlanmıştır. Halk anlatılarının, ortak ilkeler etrafında şekillendiğini belirten Axel Olrik’in onbeş madde olarak ortaya koyduğu bu epik kurallar, benzer metinlerin okunma ve yorumlanmasında evrensel düzeyde akademik bir önem taşımaktadır. Bu kurallar, Klâsik Türk edebiyatının temelini teşkil eden anlatılarla şekillenen Ahmedî İskender-nâme’sine uygulanarak eserin edebî ve estetik değeri anlatı tekniği üzerinden dikkatlere sunulacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Classical Turkish Literature of Ottoman Field |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 12, 2024 |
Publication Date | June 14, 2024 |
Submission Date | April 24, 2024 |
Acceptance Date | May 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 4 Issue: 7 |