We present a 68-year-old postmenopausal woman with a rapidly growing right breast mass. It was diagnosed as “invasive ductal carcinoma” on tru-cut biopsy owing to infiltrative pattern and c-erbB-2 (HER2/neu) and progesterone receptor positivities. Partial response was obtained after four cure chemotherapy (adriamycin and cyclophosphamide). Then, she underwent a modified radical mastectomy with axillary lymph node dissection (level III). Grossly, a white-tan, solid, ill-defined tumor with 5 cm diameter located in the upper inner and outer quadrant of the breast was detected. Central portion of the tumor showed necrotic and hemorrhagic changes. Microscopic examination revealed poorly differentiated squamous cell carcinoma (SCC) having intraductal epithelial hyperplasia with squamous cell metaplasia and multiple small tumor foci at the periphery. The tumor had patchy necrotic, hemorrhagic and fibrotic areas representing regressive changes due to chemotherapy effect. Immunohistochemically, the tumor stained diffusely with CK7, CK8, CK19, HMW-CK and E-cadherin, whereas focally with CEA. Estrogenand progesterone receptors and c-erbB-2 were negative in the tumor. Five out of 20 lymph nodes dissected from the specimen were metastatic. Clinically, other organs were ruled out as the originating site of the tumor. She had taken oral chemotherapy (capecitabine) after surgery and has been living healthy for one year. Sağ memesinde hızlı büyüyen kitle yakınmasıyla başvuran 68 yaşında postmenopozal kadın hastaya tru-cut biyopsisi, lezyonun infiltratif yapısı ve immunohistokimyasal olarak c-erbB-2 (HER2/neu) ve progesteron reseptör pozitifliğine dayanarak “invaziv duktal karsinom” tanısı kondu. Hasta dört kür kemoterapiye (adriyamisin ve siklofosfamid) kısmi yanıt verdi. Kemoterapi sonrası modifiye radikal mastektomi ve aksiller lenf nodu diseksiyonu (level III) uygulandı. Makroskopik olarak üst iç ve dış kadranda 5 cm çaplı, kirli beyaz, solid, düzensiz sınırlı, merkezi kısmı nekrotik ve hemorajik tümör saptandı. Mikroskopik olarak kötü diferansiye skuamöz hücreli karsinom (SCC) niteliğindeki tümör çevresinde skuamöz metaplazili intraduktal epitelial hiperplazi ve multipl küçük SCC odakları gözlendi. Tümör, kemoterapiye bağlı regresyonu yansıtan nekrotik, hemorajik ve fibrotik alanlar içermekte idi. Deri tutulumu izlenmedi. İmmunohistokimyasal olarak tümörde CK7, CK8, CK19, HMW-CK ve E-cadherin diffüz, CEA fokal pozitifti. Östrojen ve progesteron reseptörleri ve c-erbB-2 negatifti. Materyalden ayıklanan 20 lenf nodundan beşi metastatikti. Klinik olartak skuamöz hücreli karsinomun gelişebileceği diğer organlar tarandı ve başka bir yerde herhangi bir tümör görülmedi. Operasyon sonrası oral kemoterapi (kapesitabin) alan hasta, bir yıldır sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmektedir.
Sağ memesinde hızlı büyüyen kitle yakınmasıyla başvuran 68 yaşında postmenopozal kadın hastaya tru-cut biyopsisi, lezyonun infiltratif yapısı ve immunohistokimyasal olarak c-erbB-2 (HER2/neu) ve progesteron reseptör pozitifliğine dayanarak “invaziv duktal karsinom” tanısı kondu. Hasta dört kür kemoterapiye (adriyamisin ve siklofosfamid) kısmi yanıt verdi. Kemoterapi sonrası modifiye radikal mastektomi ve aksiller lenf nodu diseksiyonu (level III) uygulandı. Makroskopik olarak üst iç ve dış kadranda 5 cm çaplı, kirli beyaz, solid, düzensiz sınırlı, merkezi kısmı nekrotik ve hemorajik tümör saptandı. Mikroskopik olarak kötü diferansiye skuamöz hücreli karsinom (SCC) niteliğindeki tümör çevresinde skuamöz metaplazili intraduktal epitelial hiperplazi ve multipl küçük SCC odakları gözlendi. Tümör, kemoterapiye bağlı regresyonu yansıtan nekrotik, hemorajik ve fibrotik alanlar içermekte idi. Deri tutulumu izlenmedi. İmmunohistokimyasal olarak tümörde CK7, CK8, CK19, HMW-CK ve E-cadherin diffüz, CEA fokal pozitifti. Östrojen ve progesteron reseptörleri ve c-erbB-2 negatifti. Materyalden ayıklanan 20 lenf nodundan beşi metastatikti. Klinik olartak skuamöz hücreli karsinomun gelişebileceği diğer organlar tarandı ve başka bir yerde herhangi bir tümör görülmedi. Operasyon sonrası oral kemoterapi (kapesitabin) alan hasta, bir yıldır sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 |