Objectives: We investigated the relationship between coronary risk factors (age, gender, smoking, diabetes mellitus, hypertension, family history, and hypercholesterolemia) and the development of restenosis after percutaneous transluminal coronary interventions. Patients and Methods: A total of 162 patients underwent successful percutaneous transluminal coronary angioplasty with or without stenting. Follow-up coronary angiograms were performed in 107 patients (15 females, 92 males; mean age 55.5 years, range 39 to 77 years) after a mean of 184 days. Logistic regression was used for the analysis of the associations between the variables and restenosis. Results: Restenosis was detected in 47 patients (39%). Age, gender, smoking, hypertension, hypercholesterolemia, family history, a history of previous myocardial infarction, ejection fraction, and the degree and location of stenosis were not found as significant variables in the development of restenosis. However, restenosis was significantly correlated with diabetes mellitus (-2 log likelihood 28.28, p=0.0002). The rate of restenosis was significantly lower in the stent group (n=56, 52%) (p<0.01). Conclusion: Diabetes mellitus presents as the most significant risk factor in the development of restenosis after coronary angioplasty and stenting. Turkish Başlık: Koroner Risk Faktörlerinin Koroner Anjiyoplasti ve Stent Sonrası Gelişen Yeniden Daralma Üzerine Etkileri Anahtar Kelimeler: Anjiyoplasti, transluminal, perkütan koroner; koroner anjiyografi; koroner hastalık/etyoloji/radyografi; diabetes mellitus/komplikasyon; nüks; regresyon analizi; risk faktörü Amaç: Bu çalışmada yaş, cinsiyet, sigara içimi, diabetes mellitus, hipertansiyon, aile öyküsü ve hiperkolesterolemi gibi koroner risk faktörlerinin, perkütan transluminal koroner anjiyoplasti veya stent sonrasında yeniden daralma gelişimi üzerindeki etkisi araştırıldı. Hastalar ve Yöntemler: Toplam 162 hastaya başarılı şekilde koroner anjiyoplasti ve /veya stent tedavisi uygulandı. Ortalama 184 gün sonra kontrol koroner anjiyografisi yapılan 107 hasta (15 kadın, 92 erkek; ort. yaş 55.5; dağılım 39-77) incelemeye alındı. Yeniden daralma ile risk faktörleri arasındaki ilişki lojistik regresyon analizi ile değerlendirildi. Bulgular: Olguların %39'unda (n=47) yeniden daralma belirlendi. Yaş, cinsiyet, sigara kullanımı, hipertansiyon, aile öyküsü, hiperkolestrolemi, geçirilmiş miyokard infarktüsü öyküsü, ejeksiyon fraksiyonu, darlığın derecesi ve yeri ile yeniden daralma arasında ilişki bulunamadı. Risk faktörlerinden sadece diabetes mellitus ile yeniden daralma arasında anlamlı ilişki görüldü (-2 log olasılık 28.28, p=0.0002). Stent takılan grupta (n=56, %52) yeniden daralma oranı anlamlı derecede daha düşüktü (p<0.01). Sonuç: Koroner anjiyoplasti ve stent uygulaması sonrası restenoz gelişiminde diabetes mellitus en önemli klinik risk faktörüdür.
Objectives: We investigated the relationship between coronary risk factors (age, gender, smoking, diabetes mellitus, hypertension, family history, and hypercholesterolemia) and the development of restenosis after percutaneous transluminal coronary interventions. Patients and Methods: A total of 162 patients underwent successful percutaneous transluminal coronary angioplasty with or without stenting. Follow-up coronary angiograms were performed in 107 patients (15 females, 92 males; mean age 55.5 years, range 39 to 77 years) after a mean of 184 days. Logistic regression was used for the analysis of the associations between the variables and restenosis. Results: Restenosis was detected in 47 patients (39%). Age, gender, smoking, hypertension, hypercholesterolemia, family history, a history of previous myocardial infarction, ejection fraction, and the degree and location of stenosis were not found as significant variables in the development of restenosis. However, restenosis was significantly correlated with diabetes mellitus (-2 log likelihood 28.28, p=0.0002). The rate of restenosis was significantly lower in the stent group (n=56, 52%) (p<0.01). Conclusion: Diabetes mellitus presents as the most significant risk factor in the development of restenosis after coronary angioplasty and stenting. Turkish Başlık: Koroner Risk Faktörlerinin Koroner Anjiyoplasti ve Stent Sonrası Gelişen Yeniden Daralma Üzerine Etkileri Anahtar Kelimeler: Anjiyoplasti, transluminal, perkütan koroner; koroner anjiyografi; koroner hastalık/etyoloji/radyografi; diabetes mellitus/komplikasyon; nüks; regresyon analizi; risk faktörü Amaç: Bu çalışmada yaş, cinsiyet, sigara içimi, diabetes mellitus, hipertansiyon, aile öyküsü ve hiperkolesterolemi gibi koroner risk faktörlerinin, perkütan transluminal koroner anjiyoplasti veya stent sonrasında yeniden daralma gelişimi üzerindeki etkisi araştırıldı. Hastalar ve Yöntemler: Toplam 162 hastaya başarılı şekilde koroner anjiyoplasti ve /veya stent tedavisi uygulandı. Ortalama 184 gün sonra kontrol koroner anjiyografisi yapılan 107 hasta (15 kadın, 92 erkek; ort. yaş 55.5; dağılım 39-77) incelemeye alındı. Yeniden daralma ile risk faktörleri arasındaki ilişki lojistik regresyon analizi ile değerlendirildi. Bulgular: Olguların %39'unda (n=47) yeniden daralma belirlendi. Yaş, cinsiyet, sigara kullanımı, hipertansiyon, aile öyküsü, hiperkolestrolemi, geçirilmiş miyokard infarktüsü öyküsü, ejeksiyon fraksiyonu, darlığın derecesi ve yeri ile yeniden daralma arasında ilişki bulunamadı. Risk faktörlerinden sadece diabetes mellitus ile yeniden daralma arasında anlamlı ilişki görüldü (-2 log olasılık 28.28, p=0.0002). Stent takılan grupta (n=56, %52) yeniden daralma oranı anlamlı derecede daha düşüktü (p<0.01). Sonuç: Koroner anjiyoplasti ve stent uygulaması sonrası restenoz gelişiminde diabetes mellitus en önemli klinik risk faktörüdür.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2002 |
Published in Issue | Year 2002 Volume: 2002 Issue: 2 |