Poetry is one of the linguistic materials preferred by the scholars of Arabic grammar (syntax) in determining the rules of Arabic. Indeed, due to its ability to preserve the unique structure of Arabic, it has been used in the activity of linguistic testimony by all syntax scholars. However, it has been stated that not every heard poem is subject to that kind of testimony and that there are some criteria in this regard. It has been widely accepted that poems written in a certain period can be used as evidence for syntax issues. Although it has not been explicitly stated as a requirement in the early works of syntax, then issue of the poet's identity has been raised, especially in the discussions among the linguistic schools, leading to the emergence of the problem of the couplet of anonymous. This study examines different views put forward regarding whether the couplet of anonymous can be subject to linguistic analysis. It is mentioned in the sources that there are different opinions expressed by scholars such as al-Anbārī (d. 577/1181), Abū Ḥayyān (d. 745/1344), and Ibn Hishām (d. 761/1360) on this matter. Starting with Sībawaihi (d. 180/796), the historical background of the subject will be outlined in the article, the views of the mentioned scholars will be examined, objections and criticisms made to them will be evaluated, and an attempt will be made to answer the question: "Is the anonymity of the poet sufficient alone for the rejection of a couplet?”
Şiir, Arapçanın kurallarını belirlemede nahiv âlimlerinin tercih ettiği dilsel malzemelerdendir. Nitekim Arapçanın kendine özgü saf yapısını muhafaza edebilme özelliği sebebiyle bütün nahivciler tarafından istişhâd faaliyetinde kullanılmıştır. Bununla beraber her duyulan şiirin ihticâca konu olmadığı, bu konuda bazı kriterlerin olduğu belirtilmiştir. Belli bir zaman diliminde kaleme alınan şiirlerin nahiv meselelerine delil olarak sürülebileceği genel kabul görmüştür. Ayrıca her ne kadar ilk dönem nahiv çalışmalarında şâirin belli olması gerektiğine yönelik bir şart ileri sürülmemiş olsa da özellikle dil ekolleri arasındaki tartışmalarda bu konu gündeme gelmiş ve böylece şâiri meçhûl beyit problemi ortaya çıkmıştır. Bu çalışma şâiri meçhûl beytin dilsel faaliyete konu olup olmamasına dair ileri sürülen farklı görüşleri ele almaktadır. Kaynaklarda başta Enbârî (ö. 577/1181), Ebû Hayyân (ö. 745/1344) ve İbn Hişâm (ö. 761/1360) olmak üzere bu konuda birbirinden farklı görüş beyan edenlerin olduğu zikredilmektedir. Makalede Sîbeveyhi’den (ö. 180/796) başlanarak konunun tarihi arka planı çizilmeye çalışılacak, söz konusu âlimlerin konu hakkındaki görüşleri incelenerek varsa onlara yapılan itirazlar ve eleştiriler değerlendirilecek ve “Bir beytin reddi için şâirin meçhûl oluşu tek başına yeterli midir?” sorusuna cevap aranacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2023 |
Submission Date | March 28, 2023 |
Acceptance Date | June 5, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |