Kur’an’ın üslubuna has bir kullanım olan, yirmi dokuz sûrenin başında bulunan ve geçmiş müfessirleri bir hayli meşgul eden hurûf-ı mukattaa, Kur’an ilimlerinden biridir. Muhkem veya müteşâbih olması, manalarının bilinmesi, iʻrabı vb. yönüyle hakkında bir hayli söz söylenmiştir. Hurûf-ı mukattaanın Kur’an’ın sırlarından bir sır olduğu ve hakkında tevakkuf edilip susulması gerektiğini söyleyenlerin yanında, âlimlerin çoğu bu harflerin bilinmesinin nass ve akıl yönünden zorunlu olduğunu ileri sürmüşlerdir. Hurûf-ı mukattaanın bilinebileceğini savunan ve bu hususta çaba sarf eden âlimlerden biri de Burhânüddîn İbrâhîm b. Ömer el-Bikâî’dir. O, bu harflerin bilinebileceğini, aynı zamanda mahreç ve sıfatlarından yola çıkarak birçok olaya ve hakikate ışık tutabileceğini savunmakta, bu yönde farklı açıklamalarda bulunmaktadır. Bikâî, hurûf-ı mukattaayı genel kabul gören anlayışa göre değerlendirmekle birlikte, bu harflerin mahreç ve sıfatlarını da dikkate almakta ve bunları kendi kanaatince yorumlamaktadır. Harflerin çıkışı esnasında dilin yukarı aşağı hareketinden, nefesin akıp hapsedilmesinden yola çıkarak gerek Hz. Peygamber’in ve gerekse diğer peygamberlerin hayatlarıyla veya farklı meselelerle bağlantı kurmakta ve yorumlarını bu minvalde yapmaktadır. Bikâî’nin meseleye bu şekilde yaklaşması kendine mahsus bir bakış açısı olup, görebildiğimiz kadarıyla bu tarz yorumlamaya başka müfessirlerde rastlanmamaktadır. Müfessir bu uygulamayı Meryem sûresinden sonraki bazı sûrelerde yapmakta, bu metodu sadece hurûf-ı mukattaaya uygulamakla yetinmemekte, bazı kelimelerde de aynı usûlünü devam ettirmektedir. Çalışmamız özgün ve orijinal bir çalışmadır. Çalışmamızın Bikâî’nin görüşleriyle kıyaslanabilmesi için öncelikle hurûf-ı mukattaanın mahiyeti hakkında bilgi verilmekte, sonrasında ise Bikâî’nin tefsirinde bu harfleri nasıl ele aldığı, özellikle de hurûf-ı mukattaanın mahreç ve sıfatlarından yola çıkarak farklı bir şekilde yorumlaması üzerinde durulmaktadır.
Al-hurūf al-muqattaʿa, which is unique to the style of the Qur’ān, is at the beginning of twenty-nine surahs and has kept busy the commentators in the past. It is one of the Qur’ānic Sciences. Besides those saying that al-hurūf al-muqattaʿa is one of the secrets of the Qur’ān and that it should be kept silent, many scholars have argued that knowing these letters is necessary in terms of nass and reason. Burhān al-Dīn Ibrāhīm b. ʿUmar al- Biqāʿī is one of the scholars who argues that al-hurūf al-muqattaʿa can be known and endeavours about it. He argues that, just as these letters can be known, they can also shed light on many events and truths by considering their makhraj and attributes, and he provides various explanations in this regard. While evaluating the al-hurūf al-muqattaʿa in accordance with the generally accepted understanding, al-Biqāʿī also takes into consideration the articulation and attributes of these letters, interpreting them according to his own judgment. He derives connections from the upward and downward movement of the tongue and the flow and containment of breath during the pronunciation of the letters, and he interprets them in relation to the lives of Prophet Muhammad and other prophets, or other different matters. Biqāʿī's approach to this matter is a unique perspective of his own, and as far as we can see, this style of interpretation is not found in other commentators. In this context, our study is an original and innovative work. The commentator employs this approach in certain chapters following Surah Maryam. Not confining this method solely to al-hurūf al-muqattaʿa, the commentator extends the same technique to some words in addition to these specific letters. In our study, information is provided about the nature of al-hurūf al-muqattaʿa in order to facilitate a comparison with Biqāʿī's views. Particularly, emphasis is placed on how Biqāʿī addresses these letters in his commentary, highlighting his distinct interpretation by deriving from the articulation and attributes of the disjointed letters.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Tafsir |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2023 |
Submission Date | September 8, 2023 |
Acceptance Date | November 8, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |