Bankaların temel
görevi reel sektör yatırımlarını finanse etmektir. Fakat son 20 yılda bu
görevinin dışına çıktığı görülmektedir. Finasal liberalizasyon hareketi ile ilk
önce gelişmiş ülkelerde başlayan bu akım, zamanla gelişmekte olan ülkelere de
yayılıp domino etkisi yarattı. Finansal piyasalarda yaşanan deregülasyon ve
serbestleşme kurumsal yatırımcıların bireysel olarak yatırım yapmalarına olanak
sağlarken, bankacılık sektöründe kâr marjının düşmesine yol açtı. Buna tepki
olarak bankalar ise hanehalkı denilen kesime kapılarını açtı. Finansal
inovasyonun da etkisiyle, çeşitli enstrümanlar aracılığıyla hanehalkı
gelirlerine krediler yoluyla el koymaya başladılar. Türkiye’de de durum bunun
benzeridir. Bu çalışmada ki amaç finansal piyasalarda yaşanan bu değişimin
Türkiye’de ki bankacılık sektöründe nasıl olduğu izlenmektedir. Yapılan analiz
sonucunda bankaların kurumsal yatırımaları finanse etmekten ziyade hanehalkını
finanse etmeyi ve artık bilanço dışı kalemlere ağırlık verip, kârlarını bu
sayede artırmayı amaçladıkları görülmüştür.
Journal Section | Cilt:1 Sayı:3 |
---|---|
Authors | |
Publication Date | September 6, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 1 Issue: 3 |