The discussions on the right to the city, put forward by critical geographers who deal with structural reasons, could be a guide in explaining the processes that today's cities are going through. The reality of the recent earthquake in Turkey has emphasized the need to reconsider urban policies in order to protect the right to the city and make cities resilient to disasters. At this point, Peter Marcuse's critical planning approach and its three stages, namely expose, propose and politicize, may help to better understand earthquake-related processes.
Based on critical theory's perspective on the city, the current study examines what happened before, during and after the earthquake by dividing the process into stages within the framework of Marcuse's approach. For that purpose, discussions in the field, earthquake reports, news and statements of experts, are examined. As a result, it is seen that some important steps have been taken by different subjects at different scales for each stage, but these efforts have not been rewarded in the current system. What is put forward here will be able to provide a road map on what the stages we can consider when designing cities and living spaces against both the earthquake and subsequent disasters, and the developments needed at these stages, in case a real will is created to combat urban problems.
Critical geography right to the city critical planning earthquake February 6
Kent tüketimin gerçekleştiği mekân olmanın ötesinde, yapılı çevre yatırımları sayesinde sermayenin yoğunlaştığı merkez olarak da karşımıza çıkmaktadır. Rekabetin ve kar elde etme dürtüsünün yüksek olması nedeniyle kapitalizm kentlere kullanım değeri yerine değişim değeri üzerinden yaklaşmaktadır. Bu durum çevresel bozulma, altyapı eksikliği, mekânsal ayrışma ve soylulaştırma gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Kentlerin baş etmek durumunda kaldığı bu gibi sorunları yapısal nedenlere bağlayarak ele alan eleştirel coğrafyacıların ortaya attığı kent hakkı tartışmaları günümüz kentlerinin içinden geçmekte olduğu süreçleri açıklamada bir yol göstericidir. Türkiye'de kısa bir süre önce yaşanan deprem gerçeği kentsel politikaların, kent hakkının korunması ve kentlerin afete karşı dirençli hale getirilmesi amacıyla yeniden ele alınması gerekliliğini göstermiştir. Bu noktada, Peter Marcuse'ün eleştirel planlama yaklaşımı ve bu yaklaşımın ifşa etme, öneride bulunma ve politikleştirme olarak adlandırılan üç aşaması depremle ilişkili süreçleri daha iyi anlamaya yardımcı olabilecektir. Yalnızca kentlerin fiziki görünümünü ele almanın ötesine geçmeye çalışan eleştirel planlama, mevcut güç ilişkilerini sorgulamakta ve toplumsal eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelmektedir. Toplumsal dönüşümün planlama aracılığıyla hızlanması mevcut sorunların enine boyuna ortaya konması ve geniş kesimlerin kentsel planlama sürecine dahil olmasıyla mümkün olmaktadır. 6 Şubat depremini salt bir doğal afet olarak düşünmek yerine Marcuse’ün ileri sürdüğü yaklaşım doğrultusunda ele almak sorunun kökenine inmeyi ve bunların çözümü için yapılması gerekenleri ortaya koymayı mümkün kılacaktır. Buradan hareketle çalışmada, 6 Şubat depremi öncesinde ve sonrasında yaşananlar eleştirel planlama yaklaşımının her bir aşamasına karşılık gelecek şekilde ele alınmakta ve mevcut durum olumlu ve olumsuz yönleriyle ortaya konmaya çalışılmaktadır.
Eleştirel coğrafya kent hakkı eleştirel planlama deprem 6 Şubat
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Kent Sosyolojisi ve Toplum Çalışmaları |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 18 Nisan 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 3 Aralık 2024 |
| Kabul Tarihi | 25 Mart 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 43 Sayı: 2 |