Dijitalleşme olgusu, yaşam pratikleri açısından sağladığı kolaylıklar yanında sosyo-kültürel, ekonomik, psikolojik, ahlâkî ve hukukî birtakım problemlere sebep olmaktadır. Dijital platformlardaki eylemler ve insanlar arasındaki etkileşim sanal görünse de doğurduğu sonuçlar gerçektir. Bu durum dijital dünyayı hukukun konusu yapmaktadır. Sanal mecralardaki siber zorbalığın, hedef göstermenin, hakaret ve iftiranın, yalan haberin, mahremiyeti ihlal etmenin neticeleri sosyal hayatta daha ağır sonuçlarla karşımıza çıkmaktadır. Sözü edilen hususlar aslında simülasyon olan bu ortamdaki insan ilişkilerini ve bunların sonuçlarını ahlâkî ve vicdanî yönüyle fıkhın konusu haline getirmektedir. Yeni bir kavram olan dijitalleşme doğrudan naslarda ve klasik kaynaklarda geçmemektedir. Bu sebeple dijitalleşmenin ortaya çıkardığı problemlerin en azından belli bir kısmının İslâm hukukunun genel ilkeleri ve makâsıdü’ş-şerîa esas alınarak çözüme kavuşturulması zorunlu görünmektedir. Bu noktada makâsıdü’ş-şerîanın zâruriyyâta dair ilkeleri gerçek hayatta olduğu gibi dijital dünyada da geçerli kabul edilmelidir. Örneğin, sosyal medya ile artan nefret söylemi ve İslamofobi inancın korunmasını; siber zorbalık sonucu yaşanan intiharlar, insan onurunu zedeleyen paylaşımlar ile dijitalleşmenin bir sonucu olarak insan bedenine müdahale şeklinde nitelendirilen transhümanizm nefsin ve neslin korunmasını; 2018’de Dünya Sağlık Örgütünün de literatürüne giren dijital hastalıklar ve oyunlar aklın korunmasını; sanal para mağduriyetleri ve yanıltıcı dijital ürün pazarı malın korunmasını zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı dijitalleşen hayatı, makâsıdü’ş-şerîanın “aklın korunması” ilkesine dayanarak İslâm hukuku açısından ele almaktır.
The phenomenon of digitalization causes some socio-cultural, economic, psychological, moral and legal problems as well as the convenience it provides in terms of life practices. Although the interaction between actions and people on digital platforms may seem virtual, the results are real. This makes the digital world the subject of law. The consequences of cyberbullying, targeting, insults and slander, fake news and violating privacy in virtual media appear with more severe consequences in social life. The mentioned issues make human relations and their results in this environment, which is actually a simulation, the subject of fiqh in terms of moral and conscientiousness. It is not possible for digitalization, which is a new concept, to be mentioned directly in holy texts and classical sources. For this reason, it seems necessary to solve at least some of the problems caused by digitalization on the basis of the general principles of Islamic legal theory and maqasid al-shariah. At this point, the principles of the maqasid al-shariah regarding the necessary must be accepted as valid in the digital world as they are in real life. For instance, increasing hate speech and Islamophobia with social media necessitate the protection of religion. Suicide as a result of cyberbullying, sharing that harm human dignity, and transhumanism, which is defined as an intervention to the human body as a result of digitalization, necessitates the protection of life and generation. Digital diseases and games, which entered the literature of the World Health Organization in 2018, require the protection of the mind. Virtual currency grievances and the misleading digital product market necessitate the protection of the goods. The main purpose of this study is to consider digitalized life in terms of Islamic law, based on the principle of “protection of the mind” of maqasid al-shariah.
Digitalization Maqasid al-Shariah Mind Protection Islamic Law Digital Media Artificial Intelligence
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 9, 2023 |
Submission Date | October 1, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 6 |
Burdur Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).