Hicrî beşinci asırdan önce müfessirler, Kur'an-ı Kerim'i ve onun mübhem lafızlarını yorumlarken şiirsel istişhada başvurmuşlardır. Dilbilimciler ve tefsirciler şiirle istişhâdı önemli görmüşlerdir. Asma'î (ö. 216/831) ve Amr İbnü’l-Ala (ö. 154/771) gibi dilbilimciler, şiirle istişhâdın kabulü için ölçütler belirlemişlerdir. Bu ölçütlere göre şairler, dört sınıfa veya tabakaya ayrılmıştır: Cahiliye, Muhadram, İslamî ve Müvelled şairler. İlk üç tabaka ile istişhâdda bulunmanın geçerliliği konusunda görüş birliği var iken dördüncü tabaka olan müvelled şairlerle istişhad konusunda görüş birliği yoktur. Beşinci yüzyıldan sonra Muhammed Mitvalli eş-Şa´râvî gibi birçok âlim müvelled şairlerin şiirleriyle istişhâdda bulunmuştur. Bu çalışmada, Şa´râvî’nin istişhâdda bulunduğu müvelled şairlerinin tüm delilleri değerlendirilmekte, tefsirde müvelled şiirlerle istişhâdda bulunmasının nedenleri araştırılmaktadır. Bu kapsamında Şa´râvî’nin Kur'an'ı yorumlamadaki üslubu ve düşünceleri incelenmektedir. Çalışmada elde edilen bulgular şu şekilde özetlenebilir: Şa´râvî, bazen başına gelen bir hikâyeyi anlatmakta, bazen hikmetleri dile getirmekte, bazen de hayatımızın gerçeklerinden örneklerle düşüncelerimizi açığa çıkarmaktadır. Bunu yaparken müvelled şairlerin şiirlerinden alıntılar yapmıştır. Kendisi, anlamı ya da belirli bir konu hakkında hikmet ibarelerini göstermek için bu şairlerin şiirleriyle istişhâdda bir beis görmemiştir. Ona göre Mütenebbî, Ebu’l-Alâ el-Maarrî gibi şairlerin hikmet şiirleri, çağlar boyunca korunan ve ümmet arasında dilden dilden dile nakledilen kolektif tecrübenin bir ifadesidir. Bu, onun tefsirinde hikmet peşinde olduğunun bir ifadesidir. Buna göre İmam Şa´râvî, müvelled şairlerin şiirleriyle istişhâdı caiz görmeyen ilk dönem dil bilginlerinin görüşlerinden ayrılmamıştır. O, böyle bir fikir birliğinin farkındaydı. Şiirden alıntı yapmak için katı koşullar koyduklarında bu, Arap dili ve tefsiri korumak içindi. Kur'an'ın garîb lafızlarını anlamak, belli bir manayı açıklığa kavuşturmak ve gramer veya morfolojik bir kuralı tespit etmek için şiirden alıntılar yapıyorlardı. Şa´ravî, mezkûr şairlerin şiirleriyle yaptığı istişhâdlarında temkinli davranmış, tefsire zarar verecek böyle bir istişhâdda bulunmamıştır. Onun müvelled şairlerin şiirleriyle yaptığı istişhâdları, âyetlerin manasını takviye edecek örnekler getirme kabilinden idi.
Before the fifth century AH, the commentators relied on the poetic witness in their interpretation of the Great Qur’an and its strange things. The poetic witness had a great status among linguists and commentators. The linguists al-Asma’i (d. 216/831) and Amr ibn al-Ala (d. 154/771) set controls for accepting that poetic witness, and the poets ended up being divided into four classes, the classes of pre-Islamic poets. The veteran class, the Islamist class, the modern class and the new generation. There was agreement on the validity of citing the three classes, but the fourth was unanimously agreed that it was not valid. We see after the fifth century until this day that we cite that class, including Imam Metwally Al-Shaarawi. In this study, all the evidence of the muwallad poets on which Imam Muhammad Metwally relied was extrapolated. Al-Shaarawi in his book Tafsir Al-Shaarawi, then I conducted an analysis of why Al-Shaarawi resorted to citing that class. After we delved into the scope of the verses of God and the interpretation of Al-Shaarawi, which, as he said about him, are thoughts that respond to pure hearts and pure souls. Sometimes he tells us a story that happened to him, and sometimes he expresses wisdom, and at other times he unleashes our thoughts with examples from the reality of our lives, I saw that his quoting of the poems of the born poets was for reference. Meaning, or to show wisdom about a specific matter, for he is the one who said, “Wisdom remains wandering until it is sheltered by a line of poetry that is preserved and circulated throughout the ages, as we now cite the verses of Al-Mutanabbi, Al-Ma’arri, and Shawqi.” This is an admission on his part that he is seeking wisdom, or he tells a story that happened to him and cites a line of poetry from it, or when he interprets the verse he stops at a simple word like adornment, and begins admonishing women not to show off their adornment and cites a line of poetry for that, and his citing the poetry of the muwallads is not equivalent to any percentage in exchange for his citing others. Accordingly, Imam Al-Shaarawi did not deviate from the consensus of the imams. He was aware of the intent of this consensus, and he was the scholars of the Arabic language such as Al-Asma’i and Amr bin Al-Ala. When they set strict conditions for citing poetry, this was to preserve the Arabic language and interpretation. They used to cite poetry. To understand the strangeness of the Qur’an and to clarify a certain meaning, or to restrict a grammatical or morphological rule, but Al-Shaarawi emerged from all of this with his istishad.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Arabic Language and Rhetoric |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2024 |
Submission Date | April 3, 2024 |
Acceptance Date | June 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 8 |
Burdur Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).