Yazının kişinin benlik yolculuğunda üstlendiği rolün bilincinde olan sûfî yazarlar yazıyla olan ilişkilerini kemal yolculuğunun hem bir aracı hem de neticesi olarak değerlendirirler. Yazı, insanın kendiyle olan iç muhasebesinin görünürlüğünü sağlaması açısından dervişin önce kendisine fayda sağlarken daha sonra da bu yola girecek diğer dervişlere kılavuzluk etmesine olanak tanır. Rüyalarını, anlık ilahi ilhamlarını, ilişki halinde olduğu kişilerle görüşmelerini ciddiyetle kaydeden; varlık, zaman ve mekân hakkındaki idrakini düzenlemek; yaratıcısı ve toplumu ile ilişkisini belirlemek isteyen sûfî, benlik yolculuğunu kayıt altına alır. Şüphesiz bu, kişinin kendine verdiği veya verildiğini düşündüğü manevi derece ile ilişkili bir durumdur. Ayrıca tasavvufî gelenek kişinin kendisini manevi bir silsileye bağlayabilmek adına da yazıya geçirmesini gerektiren bir literatür oluşturmuştur.
Bu çalışmada sûfîlerin manevi kimlik inşasında yazıyı nasıl aktif kullandıkları sorusunu 17. yüzyılın yazıyla ilişkisi en sağlam isimlerinden İsmail Hakkî Bursevî’nin hacimli külliyatında incelemeye çalışacağız. Bursevî özellikle kişisel defterleri diyeceğimiz mecmualarında hem yazıyla ilişkisine hem de kendi deneyimlerine dair pek çok şey söylemiş, kendisi üzerinde nasıl çalıştığının ve bunların neticelerinin ne gibi ilahi sonuçlar doğurduğunun bilgisini vererek sûfî birinci-şahıs anlatıları literatürüne ciddi katkılar sunmuştur. Makalede önce sufilerin kişisel deneyimlerini yazıya geçirmelerinin gelenek içerisinde nasıl karşılandığı sorusuna cevap aranacak daha sonra Bursevî ve şeyhi arasında yazma eylemine bakışın nasıl olduğu incelenecektir. Son olarak sözkonusu yazıların içeriğine yoğunlaşarak seçilen örnekler üzerinden Bursevî’nin kendini varlık içinde nasıl konumlandırdığı ve gündelik hayatının üst-bilinç haline nasıl yansıdığı tespit edilecektir. Sonuçta görülecektir ki Bursevî kendisini bilme ve tanıma yoluyla gayb ve şehadet alemine dair bilgisini arttırmış, insanlar içinde kendini ayrıcalıklı bir konuma taşıdığına inanan bir kendilik inşa etmiştir.
Aware of the role of writing in the journey of the self, Sûfî writers consider their relationship with writing as both a means and an end of the journey to perfection. In terms of providing the visibility of one’s internal accounting with oneself, writing allows the dervish to first benefit himself and then to guide other dervishes who will enter this path. The Sûfî who earnestly records dreams, momentary divine inspirations, and conversations with those with whom he is in contact; who wants to organize his perception of existence, time and space; who wants to determine his relationship with his self, his creator and his society; and who wants to observe his progress in these areas, records the journey of the self through writing. Undoubtedly, this is related to the degree of spirituality that one has given or thinks one has given oneself. It can be said that the relationship between being important and being written down in the Sûfî tradition has made it obligatory to write down one’s self in order to connect oneself to a traditional order of spirituality.
Bursevî, especially in his personal notebooks, made a significant contribution to the literature of Sûfî first-person narratives by telling us a lot about his relationship with writing and his own experiences, how he worked on himself, and what divine consequences these had. In this study, we will try to investigate the question of how Sufis used writing in the construction of their spiritual identity in the voluminous corpus of İsmail Hakkî Bursevî, one of the most prominent figures of the 17th century who had a strong relationship with writing. The article will first seek to answer the question of the process of Sûfî writing down their personal experiences, what the possible dangers of this process were, and how and why it was opposed within the tradition, and then examine how the act of writing was viewed between Bursevî and his shayk.
Finally, by focusing on the content of these writings and through selected examples, Bursevî's self-perception, how he positioned himself in existence, and how his daily life rose to a state of meta-consciousness will be determined. In the end, it will be seen that Bursevî wanted to tell about himself, increased his knowledge of the realm of the unseen and the world of the shahadah through knowing and recognizing himself, and constructed a self that believed that he carried himself to a privileged position among human beings by reaching the point of knowing his Creator.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Biography, Historical Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | March 26, 2024 |
Acceptance Date | June 10, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 2 Issue: 1 |