Objective: To bring the current data of pheochromocytoma, which has a poor clinical course when diagnosed late and incorrectly, to the literature.
Material and Methods: According to the retrospectively evaluated data of patients diagnosed with pheochromocytoma biochemically and pathologically, 32 patients were examined in the study, meeting the eligibility criteria. Exclusion criteria: being pregnant, being under the age of 18, only having a biochemical diagnosis and not having regular endocrinological records. The patient’s name-surname, gender, age, presence of an additional disease, clinical findings, computerized tomography (CT), magnetic resonance (MR) images, normetanephrine and metanephrine values were recorded in detail, as stated in the ethics committee approval. The results were evaluated using the Wilcoxon - T test using SPSS Statistics 25.0.
Results: According to the results of 32 patients, 28 women and 4 men, the most common finding was sweating (90.6%). Tachycardia (84.4%), hypertension (84.4%), skin rash (56.6%), fatigue (75%), shortness of breath (46.9%), headache (31.3%), anxiety (31.3%), fear of death (21.9%), tremor (18.8%), pale skin (18.8%), nausea (12.5%), vomiting (9.4%), visual impairment (6.3%) and weight loss (3.1%) were determined. Locally, 43.8% of the tumors were seen on the right and 36.3% on the left. A statistically significant difference was found between preoperative and postoperative metanephrine values (p<0.05). Statistically significant difference was found between preoperative and postoperative normetanephrine values (p<0.05). There was no statistically significant difference between preoperative and postoperative basal cortisol values. (p=0,816)
Conclusion: The current data of patients diagnosed with pheochromocytoma who applied to Izmir Katip Celebi University Ataturk Training and Research Hospital were examined and it was seen that the symptoms of these patients were correlated with patients around the world. It was concluded that preoperative and postoperative metanephrine and normetanephrine decreased significantly (p<0.05), but no significant change was observed in basal cortisol levels (p>0.05).
Amaç: Geç ve yanlış tanıda klinik seyri kötü olan feokromasitomanın, elde ettiğimiz güncel verilerini literatüre kazandırmak.
Gereç ve Yöntemler: Biyokimyasal ve patolojik olarak feokromasitoma tanısı almış hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda 32 has-ta uygunluk kriterlerini sağlamış ve çalışmada incelenmiştir. Dışlama kriterleri; hamile olmak, 18 yaş altı olmak, sade-ce biyokimyasal tanı almış olmak ve düzenli endokrinolojik kayıtlarının olmamasıdır. Etik kurul onayında belirtilen hastanın adı-soyadı, cinsiyeti, yaşı, ek bir hastalığının olup olmadığı, klinik bulgular, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) görüntüleri, normetanefrin ve metanefrin değerleri ayrıntılı olarak kaydedildi. Wilcoxon - T testi ile SPSS Statistics 25.0 üzerinden sonuçlar değerlendirildi.
Bulgular: 28’i kadın, 4’ü erkek 32 hastanın sonuçlarına göre, en sık görülen bulgu terleme (%90,6) olarak belirlendi. Taşikardi (%84,4), hipertansiyon (%84,4), ciltte kızarıklık (%56,6), halsizlik (%75), nefes darlığı (%46.9),baş ağrısı (%31.3), anksiyete (%31.3), ölüm korkusu (%21.9), titreme (%18.8), ciltte solgunluk (%18.8), bulantı (%12.5), kusma (%9.4), görme bozukluğu (%6.3) ve kilo kaybı (%3.1) klinik bulguları saptandı. Lokalize olarak da tümörlerin %43.8 sağda, %36.3 solda görülmüştür.Preop ve postop metanefrin değerleri arasında istatistik-sel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır. (p<0,05) Preop ve postop normetanefrin değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır. (p<0,05) Preop ve postop bazal kortizol değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. (p=0,816)
Sonuç: İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvuran feokromasitoma tanılı hastaların güncel verileri incelenmiş ve bu hastaların semptomlarının dünya genelindeki hastalarla korelasyon gösterdiği saptanmıştır. Preop ve postop metanefrin ile normetanefrinin anlamlı bir şekilde düştüğü (p<0,05), ancak bazal kortizol seviyelerinde anlamlı bir değişimin görülmediği (p>0,05) sonucuna ulaşıldı.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | August 30, 2022 |
Submission Date | June 15, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 2 |