Serebral palsi (SP), gelişmekte olan beyinde meydana gelen ilerleyici olmayan lezyonların yol açtığı kalıcı motor bozuklukları tanımlayan bir grup hastalığı tanımlar. SP’ nin güncel sınıflandırılmasında yaygın olarak Avrupa SP sürveyans grubunun (Surveillance of Cerebral Palsy in Europe-SCPE) yaptığı sınıflandırma geçerlidir. Güncel sınıflandırmaya göre spastik alt tip, SP’nin en yaygın alt formudur (%77,4) ve bu tür ekilenime sahip bireylerin % 60’ında üst ekstremiteler etkilenir. Baskın olarak tutulan ekstremite dağılımına göre yapılan sınıflandırmada; günlük yaşam, kendine bakım, okul ve rekreasyonal aktivitelere bağımsız bir şekilde katılımda merkezi bir rol oynayan iki taraflı yeteneklerin etkilendiği ve spastik SP’nin yaygın alt türlerinden biri olan spastik hemiplejidir. Hemiplejik SP’li çocukların %99’u bağımsız veya yardımlı olarak yürümeyi başarabilmenin (KMFSS seviye I-III) yanı sıra pek çoğu normal okula gidecek kadar zekâ seviyesine sahiptir. SP alanındaki çığır açan çalışmaların giderek artması klinik ortamlarda daha modern ve etkili rehabilitasyon yaklaşımlarının kullanılmasını beraberinde getirmiştir. Önleyici tıp ve rehabilitasyon alanındaki çığır açan atılımlar; bu alanda çalışan profesyonelleri daha farklı düşünmeye ve modern çözümler aramaya zorlamıştır. Bu gelişmelere paralel olarak, hasarlı çocuk beyninde nöroplastisiteyi tetikleyen aktiviteye dayalı rehabilitasyon yaklaşımları daha ön plana çıkmaya başlamıştır. Bunun bir sonucu olarak da çocuğun ve ailenin fizyoterapi sürecine aktif olarak katıldıkları yaklaşımlar daha fazla ön plana çıkmıştır. Çünkü, aileler çocuklarıyla günlük aktivitelerde ve sosyal katılımda daha fazla zaman geçirdikleri için sağlık profesyonellerine nazaran çocuklarının performansı hakkında daha fazla bilgi sahibidirler. Bir başka anlatımla, aile temelli fizyoterapi yaklaşımlarında; ailelerin çocuklarının ihtiyaçlarını belirlemede ve verilecek rehabilitasyon türüne karar vermede uzman olarak kabul edilme fikri yatmaktadır. Sonuç olarak, hasarlı çocuk beyninde nöroplastisiteye yol açacak yoğun aktivite pratiklerine dayalı fizyoterapi yaklaşımlarının yoğun ve uzun süreli pratikler gerektirmesinden ötürü klinik ortamlarda kullanımları çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bundan ötürü, aile, çocuk ve (fizyo) terapist arasında pozitif ve dönüşümlü bilgi alışverişine imkân tanıyan aile temelli fizyoterapi yaklaşımları ön plana çıkmaya başlamıştır. Dolayısıyla bu derlemenin amacı hemiplejik SP’li çocuklarda aile temelli fizyoterapi yaklaşımlarını özetlemektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Regional Studies |
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 7 Issue: 13 |