Tek parti döneminde uzun bir süre temel bir sosyal mevzuat oluşturulmamıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren birçok iş kanunu tasarısı hazırlanmıştır. Bununla birlikte İş Kanunu’nun kabul edilmesi, ancak 1936’da mümkün olmuştur. Türkiye’de sadece tek parti döneminde değil, çok partili hayata geçilmesinden sonra da geçerli olan sosyo-ekonomik hayata ilişkin diğer düzenlemeler de zaman içinde söz konusu kanuna dayanarak hayata geçirilmiştir. Bundan dolayı İş Kanunu’nun incelenmesi, tek parti döneminin sosyoekonomik hedeflerini belirlemek açısından büyük önem taşımaktadır. Tek parti döneminin, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçılık ilkesiyle ilişkili görülen sosyal politikaları incelenirken, solidarizm ve korporatizm kavramları sıklıkla gündeme gelmektedir. Bu nedenle bu çalışmada, 1936 tarihli İş Kanunu’nun getirdiği düzenlemeler ele alınarak bu iki kavramın tek parti dönemini tanımlamak için kullanılıp kullanılamayacağı irdelenmektedir. Tek parti döneminde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının benimsediği sosyal politikalar, ülkede farklı sınıfların var olmadığı yahut sınıflar arasında bir çıkar çatışmasının yaşanmaması gerektiği iddiasına dayanan solidarist bir anlayışı yansıtmaktadır. Ancak ülkede olası bir sınıf çatışmasının önüne geçmeye dönük çabalar, işçi ve işveren kesimlerinin tamamen devlet kontrolünde ve hiyerarşik bir yapıda örgütlendiği korporatist bir modele yol açmamıştır. Bunun yerine üretici kesimlerin devlet kontrolünde olsa dahi örgütlenmesi olabildiğince sınırlı tutulmuştur
In the single party era, for a long period, a fundamental social legislation wasn’t constituted. After the foundation of the Republic, many labor laws had been drafted, however, the adoption of the Labor Law was possible in 1936. Turkey’s later regulations on socio-economical life were implemented on the basis of the aforementioned law which was in force not only during the single party era, but also after the transition to the multi-party system. Therefore, the analysis of the Labor Law is of great importance in determining the socio-economical objectives of the single-party period. The concepts of solidarism and corporatism, which are especially associated with the Republican People's Party’s principle of populism, often come into question when analyzing the social policies in the single party era. For this reason in this study, the regulations brought by the 1936 Labor Law are being discussed and it is being scrutinized whether these two concepts can be used to describe the single-party period. The social policies adopted by the Republican People's Party in the single-party era reflect a solidarist understanding based on the claim that different social classes don’t exist in the country or there should be no conflict of interest between the classes. However, the efforts to avoid a potential class conflict in the country have not led to a corporatist model in which workers and employers are organized entirely under state control and in a hierarchical structure. Instead, the state-controlled organization of the producing sectors was kept limited as much as possible.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 3 Issue: 54 |