Yabancılaşma, insanın varoluşsal anlamından, kendi gerçekliğinden kopuşunu ifade eder. Kendi doğal varoluşundan uzaklaşan özne kendisine ait olanı kaybeder, mülkiyeti kendisine karşı kullanılır. Yabancılaşan insan, güçsüzlük, anlamsızlık, kuralsızlık, yalıtılmışlık, kendinden uzaklaşma ve güvensizlik içinde kopuşa doğru yuvarlanır. Yabancılaşma kavramına merkezi bir önem atfeden ve kaynağını toplumda arayan ilk kişi Marx’tır. Marx’a göre yabancılaşma, tersine dönüş, öznenin nesnenin hizmetine ve denetimine girmesidir. Marx, insanı doğanın bir uzantısı kabul eder ve uygarlığın bir aşamasında işbölümü ve mülkiyet ile karşılaşan insan, bilincin terse dönüşü ile toplumsal bölünme ve yabancılaşma ile tanışır. Uluslararası göç, sürekli bir hareketlilik, etkileşim, benzeşim ve dönüşüm içinde insanlığın bütün deneyimlerini içinde barındırır. Göçmen özne, varlığı taşırken, bütünlüğünden parçaları bırakarak ve yeni parçalar edinmeye zorlanarak ilerler. İçinde akıp gittiği sürecin doğasına uygun olarak, kendisine ve çevresine yabancılaşır, bir başka kişiye dönüşür. Uluslararası göçü açıklamaya çalışan kavramsal çalışmalar doğrusal bir gelişim içinde kendi dönemlerine özgü yaklaşımları içerir. Mikro, orta ve makro düzey yaklaşımlar kendi bağlamlarında konuyu açıklarken, konunun bütüncül bir bakış ile anlaşılmasına imkan tanımazlar. Marksist yabancılaşma kuramı bu düzeyler arasında bağıntı kurmakta ve uluslararası göçte birey, sosyal grup ve sistem içindeki etkileşimleri anlamamıza yardımcı olmaktadır
Alienation refers to the separation of the humans from their existential meaning and their own reality. The subject who moves away from his natural existence loses what belongs to him, his property is used against himself. The alienated person is rounded off towards the rupture in weakness, meaninglessness, irregularity, isolation, self-distraction and distrust. Marx has been the first one to dedicate a central importance to the concept of alienation and seek out its source in society. In Marx’s perspective, alienation refers to inversion, and the subject is entrance to the service and control of the object. Marx recognizes man as an extension of nature, and at a stage of civilization, him meeting with the division of labor and property causes social division and alienation. International migration includes all experiences of humanity in a continuous movement, interaction, similarity and transformation. When the migrant subject carry away his existence, he leaves parts of its integrity and forced to acquire new values. As a natural consequence of the process in which he flows, he becomes alienated to himself and to his environment, becomes another person. Conceptual studies attempting to explain international migration include approaches specific to their own context not allowing on integrated view. The Marxist alienation theory makes a connection between different levels of conceptual studies and helps us to understand the interactions within the individual, social group and system in international migration
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 1 Issue: 64 |
muratozverister@gmail.com
dergicalismavetoplum@gmail.com
www.calismatoplum.org