Ülkemizde depremden sonra en fazla yaşanan doğal afetler arasında heyelanlar yer almaktadır. Heyelan duyarlılık çalışmaları ise bu afetlerin yarattığı etkinin boyutunu gerçekleşmeden önce tahmin ederek mekânsal heyelan meydana gelme olasılıklarını haritalamayı amaçlamaktadır. Ülkemizde yağış ve litolojik faktörler dikkate alındığında heyelan olayları birçok bölgemizde yaşanmaktadır. Erkenez havzası topoğrafik, jeolojik ve meteorolojik faktörler dikkate alındığında Kahramanmaraş ilinde heyelan olaylarının yoğunlaştığı bölgelerden biridir. Havzanın heyelan duyarlılık analizi heyelan envanterine dayalı çok değişkenli haritalama birimlerinde olası kombinasyonlar arasında heyelanlı ve heyelansız alan ayrımına dayanan CBS Matris modeli ile gerçekleştirilmiştir. Bu modelde, sayısal yükseklik modeli (SYM), litolojik birimler, arazi kullanımı, eğim, bakı, normalize fark bitki indeksi (NDVI) ve topoğrafik nemlilik indeksi (TWI) parametreleri kullanılmıştır. 265 km2 alana sahip havzanın %4,5’i heyelanlı bölgedir. Havzada %6,97’si düşük, %3,11’i orta, %1,37’si yüksek, %1,2’si çok yüksek derecede heyelana duyarlı alanlar olarak tespit edilmiştir. Havza için üretilen heyelan duyarlılık haritaları ile ileriye dönük yerleşim planlamalarında sorunların azaltılması ve çözümü yönünde pozitif etkisi olacağı düşünülmektedir.
Landslides are among the most common natural disasters after earthquakes in our country. Landslide susceptibility studies aim to map the probability of spatial landslides by estimating the extent of the impact of these disasters before they occur. The Erkenez watershed is one of the regions where the landslide events are concentrated in Kahramanmaras, considering the topographic, geological and meteorological factors. The landslide susceptibility analysis of the watershed was carried out with the GISMatrix model based on the separation of landslide and non-landslide areas between possible combinations in multivariate mapping units based on landslide inventory. In this model, digital elevation model (DEM), lithological units, land use, slope, aspect, normalized difference plant index (NDVI) and topographic wetness index (TWI) parameters were used. The study area is 265 km2 and 4.5% of it is landslide zone. In the watershed, 6.97% are low, 3.11% are medium, 1.37% are high, and 1.2% are very high landslide sensitive areas. It is thought that the landslide susceptibility maps produced for the watershed will have a positive effect in reducing and solving problems in settlement planning.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Engineering |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 10, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |