Timur’un kendisinden sonra haleflerine bıraktığı devlet,
gerek idari gerekse askeri bakımdan Türk-Moğol unsurlarının yanı sıra İran
unsurlarının çok daha ağır bastığı İslam kültüründen oluşmaktaydı. Bu
unsurların birbirleriyle münasebetleri ise o dönem başta olan hükümdarın
tutumuna göre farklılık göstermektedir. Timurlu Devletindeki devlet anlayışına
göre taht hükümdar ailesinin ortak malı sayılırdı. Bundan dolayıdır ki hükümdar
ailesine mensup herkesin tahta çıkma hakkı vardı. Devlet teşkilatında belli bir
kuralın olmayışı Timur’un veliahtları arasında taht kavgalarının yaşanmasına
neden olmuştur. Timurlu devlet geleneğine göre şehzadeler (mirzalar) geleceğin
hükümdarları olmak için eyalet merkezlerine gönderilirdi. Gittikleri yerlerde
mirzalar bölgenin hâkimi olarak devletin her alandaki işleyişi ile ilgili
seçkin ve tecrübeli atabegler eşliğinde eğitim alarak tecrübe kazanırlardı. Timur
kendisinden sonra başa geçecek olan haleflerine büyük önem vermekteydi.
Ölümünden sonra olası bir taht kavgalarını önlemek için daha sağlığındayken
kendisinden sonra Pir Muhammed’in Timurlu devletinin başına geçmesini istemiş
ise de diğer mirzalar ve birçok devlet erkânı bu vasiyeti yerine getirmemiştir.
Timur’un ölümünden sonra kendisine veliaht gösterdiği Pir Muhammed b.
Cihangir’in dışında kendisinde kuvvet gösteren mirzalar hâkimiyet sahalarında
adlarına hutbe okutarak ve sikke kestirerek hükümdar olmak için mücadeleler başlatmışlardır.
Timur’dan sonra oğulları, torunları ve emirleri arasında yıllarca sürecek
mücadeleler sonucunda Orta Asya ile Ön Asya’nın hatırı sayılır kuvvetleri
arasında olan Timurlu devleti çökmeye yüz tutmuştur. Timur’un halefleri her ne
kadar birbirleri arasında bazen ittifaklar, hudutlar ve diğer meselelerde
hakkında anlaşmalar yapmış olsalar da uzun süreli bu anlaşmalara sadık
kalınmamış, anlaşmalar ihlal edilmiştir. Bu anlaşmaların ihlalleri de her
seferinde yeni anlaşmazlıklara sebep olmuş ve Timurlu Devletinde Mirzalar
meselesinin yaşanmasına neden olmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | October 16, 2018 |
Submission Date | February 24, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 27 Issue: 2 |