Küreselleşen dünyada yaşanan sorunların önemli bir kısmı doğrudan veya dolaylı din ile bağlantılıdır. Bu tür sorunların çözümü için Dinler Arası Diyalog bir zorunluluktur. Türkiye ve Türk hâlkı da hem böyle bir diyalogun meydan okuması ile karşıkarşıyadır hem de bu tür sorunlara çözüm üretmede tarihi tecrübesi bulunmaktadır. Dinler uzun süre istismar edilmiştir, artık onların gerçek rollerini işe koşma zamanıdır. Banş arayışlarında en doğru yol, herkesin kendi dinini doğru öğrenmesi’ diğerlerinin dinleri hakkında doğru bilgiler edinmesidir. Farklı din mensuplarının birlikte müzakere etmesi gereken ve münferit, tek taraflı çözümlerin yeterli olmadığı birçok problem vardır. Ortak problemlere ortak çözümler üretmek ve bu ortak çözümleri din ve ahlak eğitimine konu etmek gerekmektedir. Bulunan bu ortak çözüm sonuçlarının eğitimde işlenmesi ve kullanılması Din Eğitimi Bilimcilerinin işidir. Sadece okulda değil ibadethanede, medyada ve ailede din eğitimini de bu sürece katılmalıdır. Hukuki açıdan Türkiye de sadece üç dini cemaat azınlık olarak kabul edilmektedir Hepsi de kanun Önünde eşittir. Diyanet İşleri Başkanlığı dinler arası diyalogla ilgili bir kısım faaliyetlerde bulunmuştur. Tarsus Beyannamesi ve İyi Niyet Bildirisi bunlar arşındadır. Okulda din öğretimi alanında yapılan çalışmalarda da dinler arası diyaloga katkı sağlayacak nitelikler bulunmaktadır. Türkiye’nin dinler arası diyalog tecrübesi, arayışlarda bulunanlara örneklik edecek niteliktedir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2004 |
Published in Issue | Year 2004 Volume: 6 Issue: 18 |