Birçok toplum tarihsel süreç içerisinde inanç anlamında farklı eğilimlere sahip olmuştur. Bu makalenin amacı, İslam öncesi kabile ve klan yapılanması içerisindeki Arapların da içinde bulunduğu toplum tiplerinin farklı şekillerde ve zaman dilimlerinde totemizm, fetişizm, natürizm ve animizm gibi sistemleri tecrübe etmiş olup olmadıklarına genel hatlarıyla bakmaktır. Aynı şekilde İslam öncesi Arapları, kendilerini diğer toplum tiplerinden ayıran özellikleri ve kadim zamanlardan beri yaşadıkları hem tek ilahlı dinleri hem de putperestliği irdelemektir. Araştırmamızda İslam’a kadar son temsilcisi “haniflik” olan tek ilahlı din algısının, İslam öncesi Arapların dini tecrübelerine yaşam biçimlerini derinden etkileyecek kadar sirayet etmiş olduğu ve dolayısıyla İslam öncesi Arapların putperestliği Haniflikte olduğu gibi, hiç bir zaman tek ilahlı dinin dejenerasyonundan bağımsız olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Aynı zamanda Hanif de kadim ilahi dinlerin kaderini paylaşmış, cemaatleşme olgusu gerçekleşemeden, yani Hanif dini tecrübesi inananları tarafından sosyal boyutuyla paylaşılamadan putperestliğin baskısıyla karşı karşıya kalmıştır.
Fakat gerek pagan tapınışların gerekse Hanifliğin dini tecrübesine ilişkin tarihsel verilerin sınırlı olması problematik bir konu olarak araştırmanın zorluklarındandır. Çalışmamızda sorguladığımız diğer bir konu, Putperest Arapların putçuluklarının salt puta tapınan, ona kulluk gösterisini simgeleyen farklı ibadet biçimleri olarak görülemeyeceğidir. Nitekim bu putlar, başta “yüce varlık Allah” olmak üzere, cinleri, melekleri ve diğer soyut varlıkları da içine alan bir tanrılar panteonunun yeryüzündeki sembolleri olarak somutlaştırılmıştır. Aynı zamanda tanrısal varlıklar olmaları nedeniyle de onlardan, bir tanrıdan istenecek her tür görevi yerine getirmeleri beklenmiştir. Bu anlamda putlar işlevseldirler ve onlara günlük rutin işlerin yürümesinden bireysel ve sosyal gereksinimlerin karşılanmasına, şifa kaynağı olmalarından yüce varlıkla irtibat aracı olma fonksiyonlarına kadar her açıdan sorumluluk yüklenmiştir.
Many societies have had different tendencies in terms of belief in the historical process. The purpose of this article is to look in general terms whether the types of society, including the Arabs, in the pre-Islamic tribe and clan structuring, have experienced systems such as totemism, fetishism, naturism
and animism in different forms and time periods. Likewise, it is to examine the pre-Islamic Arabs, the features that distinguish them from other types of society, and their monotheistic religions and paganism that they have lived since ancient times. In our research, it was concluded that the perception of a monotheistic religion, the last representative of which was "hanif" until Islam, had spread to such an extent that it had a profound effect on the religious experiences of pre-Islamic Arabs, and therefore, the idolatry of the pre-Islamic Arabs was never independent of the degeneration of the monotheistic religion,
as in Hanif. has been reached. At the same time, Hanif thought also shared the fate of ancient divine religions, and faced the pressure of paganism before the phenomenon of communion could be realized, that is, before the religious experience of Hanif could be shared by its believers with its social dimension.
However, the limited historical data on both pagan worship and Hanif's religious experience is one of the difficulties of the research as a problematic issue. Another issue we question in our study is that the idolatry of the pagan Arabs who cannot be seen as different forms of worship that only worship the idol and symbolize the show of servitude to him. As a matter of fact, these idols are embodied on earth as symbols of a pantheon of gods that includes "the supreme being Allah", jinn, angels and other abstract beings. Naturally, they are also powerful and should be respected, worshiped, sacrificed, inshort, worshiped as representatives of the gods. At the same time, since they are divine beings, they are expected to fulfill any task required of a god.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 24 Issue: 61 |