Bugünün dünyası, teknolojik ve piyasa odaklıdır. Ahlaki kanaatlerimiz, sıkı sıkıya bağlı kaldığımız ahlaki varsayımlarımızı
tehdit eden bilimsel vaat ve ticarileştirmenin gün yüzüne çıkan tahakkümlerine maruz kalmaktadır. Hâkim sosyal çevrede
doğru ve yanlış kavramları; heterojen grupların ve mevcut ve gelecek nesillerin menfaatleri güvence altına alınarak bireysel
ve toplumsal perspektifler bağlamında yorumlanmalıdır. Çeşitliliğin çoğulculukla harmanlanması gerekir. Çeşitlilik bazen,
benzersiz bir eşitlik ve meşruiyet çatışmasını yansıtır. Muntazam insan davranışlarının kökenleri, fıtri ve evrensel olup insan
uğraşlarının ahlaki esaslarının belirlenmesinde sade ve saf bir araç temin eden insani erdemlerde yatar. Yüzyıllardır din,
hikmetin ve muntazam davranışların ilahi bir yolunu açarak insani erdemlerin kalesi olmuştur. Din, gerçeğe yakınlaşma
noktasında eşsiz bir hususiyete sahiptir. Böylece din, bilgimizin ve kontrolümüzün ötesine geçen olgular için sezgi sağlayan
derinlemesine imkân sunan bir kurumdur. Bu makalede, Hint sezgisinde kutsal kabul edildiği şekliyle olumlu yansımaları,
yani Hinduizm olarak bilinen, maneviyat ve inancı harmanlayan, eşsiz hikmet ve sezgi ile kutsanmış, içsel insani erdemlerden
kaynağını alan; günümüzün teknolojik açıdan çalkantılı, insan bireyliğinin genişlediği, bilimsel vaatlerin geliştiği ve ahlaki
belirsizliğin arttığı dünyasına yön verme ve açıklık sağlama yeteneğine sahip yaşam yolunu inceliyorum.
Today’s world is, technological and market driven. Our moral convictions are exposed to emerging imperatives of scientific
promise and commercialisation, threatening our long cherished assumptions of morality. In the prevailing milieu, the
concepts of right and wrong have to be interpreted in the context of individual and community perspectives, keeping intact
the interests of heterogeneous groups as well as the present and future generations. Diversity needs to be blended with
pluralism. At times, it reflects a unique conflict of equity and legitimacy. The roots of orderly human conduct lie in human
virtues, which are innate and universal, providing a chaste and candid tool to determine moral content of human pursuits.
For centuries, religion has been a bastion of human virtues, opening a divine path of wisdom and orderly conduct. Religion
has a unique property of convergence to truth. Religion is thus a profoundly enabling institution providing insights in to
phenomena, which lie beyond our knowledge and control. In this paper, I explore the positive reflections as enshrined in the
Indian perception, known as Hinduism, a way of life blending spirituality and belief, blessed with unique wisdom and insight,
rooted in intrinsic human virtues, having the capability to provide direction and clarity in today’s world of technological
turbulence, expanding human personhood, evolving scientific promise and growing moral ambiguity.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Thematic Articles |
Authors | |
Publication Date | December 6, 2018 |
Submission Date | December 4, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 29 Issue: 2 |