The Ottoman education system underwent significant reforms following the declaration of Tanzimat. As part of these reforms, plans were made to establish a new educational institution called Dârülfünun in Istanbul. The chosen location for this institution was near Hagia Sophia, on a site overlooking the Marmara Sea. Construction occurred between 1846 and 1863. Although the Dârülfünun building was designed in the neoclassical style, it was never used for its intended educational purpose. Instead, it served as a courthouse until destroyed in a fire on December 3, 1933. Our understanding of the building’s architecture and interior decorations comes from historical photographs and drawings, as the structure no longer exists today. The building’s design featured two square blocks connected by a central unit, all executed in the neoclassical style. The interior decorations were completed in an eclectic style, incorporating various artistic elements. While the reconstruction of the Dârülfünun building, one of the most significant Tanzimat-era structures in Ottoman architecture, is occasionally proposed in various circles, such proposals warrant careful consideration. Any reconstruction would need to address concerns about potentially overshadowing two of Istanbul’s most important historical monuments: Hagia Sophia and Topkapı Palace.
Osmanlı eğitim sistemi Tanzimat’ın ilanından sonra yapılan reformlarla geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda İstanbul’da Dârülfünun adında yeni bir eğitim yapısının kurulması istenmiştir. Yeni eğitim yapısının Ayasofya’nın Marmara Denizi’ne bakan alana inşa edilmesine karar verilmiştir. Yapı 1846-1863 yılları arasında Mimar Gaspare Fossati ve Mimar Ahmed Efendi’nin çalışmalarıyla Neoklasik üslupta inşa edilmiştir. Bir eğitim yapısı olarak tasarlanmış ve inşa edilmiş; ancak önce Maliye Nezareti, daha sonra Evkaf ve Adliye Nezaretleri tarafından kullanılmıştır. II. Meşrutiyet döneminde Meclis-i Mebusan olarak işlevlendirilmiştir. 3 Aralık 1933 yılında yanıncaya kadar Adalet Sarayı olarak kullanılmıştır. Günümüze ulaşmayan yapının mimarisi ve iç mekân süslemeleri hakkında eski fotoğraflardan ve çizimlerden bilgi sahibi olunmaktadır. İki kare blok ve blokları birbirine bağlayan birimden meydana gelen yapının Marmara Denizi’ne bakan cephesinde üçgen alınlıklı tasarım, iyon tipi sütun başlıkları, pencere kemerleri ve mimari detaylarıyla döneminin en anıtsal Neoklasik yapılarından biri olduğu söylenebilir. Ayrıca yapının iç mekânını gösteren fotoğraflar ve çizimlerden kalem işi süslemeleri takip edilebilmektedir. Bezemeler Eklektik (karma) bir üslupta işlenmiş olup yapının uzun süren inşa faaliyetine uygunluk göstermektedir. Osmanlı mimarisinin İstanbul silüetinde en etkili Tanzimat yapılarından biri olan Dârülfünun binasının yeniden inşa edilmesi bazı zamanlar çeşitli çevrelerce konuşulmaktadır. Yapının yeniden inşa edilmesi İstanbul’da anıtsal yapıların başında gelen Ayasofya ve Topkapı Sarayı’nın silüetindeki yerini gölgede bırakacağı unutulmamalıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | October 12, 2024 |
Acceptance Date | January 23, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 36 Issue: ‘Darulfunun İlahiyat’ |