Çalışmanın amacı Hanefî fukâhası tarafından tüm eleştirilere rağmen sahih istidlâl yöntemlerinden biri olarak kabul edilen istihsân metodunun başka bir usul konusu olan makâsıdü’ş-şerîa / İslâm hukukunun gayeleri ile ilişkisini tespit etmektir. Teknik olarak makâsıd terimiyle ifade edilmemiş olsa da literatürde geçen istihsân örneklerine bu perspektiften bakıldığında birtakım sonuçlara ulaşılmıştır. Öncelikle bir hükmün şer’î olması ile makâsıdü’ş-şerîa arasındaki münasebet ortaya konmuş, akabinde istihsân kavramına dair yapılan tanımlar ve izahlar teorik zeminde analiz edilmiştir. Daha sonra da Hanefî usulcülerin nazarında istihsânı kıyastan daha güçlü kılan şeyin ne olduğunu anlamak amacıyla pratik örnekler üzerinden ileri sürülen hukukî gerekçeler bir araya getirilerek incelenmiştir. Son tahlilde müçtehidin nazarında kıyasın uygulanması halinde ortaya çıkacak olan hükmün naslarda mündemiç olan manalara / makâsıdü’ş-şerîaya aykırı olduğu ve istihsân ile bu manalara en uygun olan hükme ulaşmayı ve böylece adaleti gerçekleştirmeyi hedeflediği gözlemlenmiştir. Zira İslâm hukukunda Şâri‘in gayelerine aykırı olarak vaz‘ edilen hiçbir hüküm âdil olarak kabul edilemez. Diğer taraftan istihsân hükmüyle genelde adaleti sağlamak özelde ise zorluğu kaldırmak / kolaylaştırmak, zarara mâni olmak, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve kamu menfaatini sağlamak gibi bazı hukukî gayelerin öne çıktığı görülmüştür.
The aim of the study is to determine the relationship between the “istiḥsān” method, which is accepted as one of the authentic inference methods by Hanafi jurists despite all criticisms, and “maqāṣid al-sharīʿa / purposes of Islamic law”, which is another procedural subject. Even though it is not technically expressed with the term “maqāṣid”, when the “istiḥsān” examples in the literature are examined from this perspective, some conclusions have been reached. First of all, the relationship between a provision being “sharʿī” and “maqāṣid al-sharīʿa” was revealed, and then the definitions and explanations regarding the concept of “istiḥsān” were analyzed on theoretical grounds. Then, the legal justifications put forward through practical examples were brought together and examined in order to understand what makes “istiḥsān” stronger than “qiyās” in the eyes of Ḥanafī scholars. As a result, it has been observed that in the eyes of the mujtahid, the judgment that will emerge if “qiyās” is applied is contrary to the “maqāṣid al-sharīʿa” hidden in the “naṣṣ” and that “istiḥsān” aims to reach the judgment that is most appropriate to these meanings and thus to achieve justice. Because in Islamic law, any provision that is contrary to the purposes of the legislator cannot be considered fair. On the other hand, it has been observed that some legal purposes such as ensuring justice in general and removing / easing difficulties in particular, preventing harm, meeting the needs of the society and ensuring the public interest come to the fore with the provision of istiḥsān.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Law |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 31, 2024 |
Submission Date | January 15, 2024 |
Acceptance Date | May 16, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Dergiabant Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.