Objective: Chronic
myeloid leukemia(CML) is a myeloproliferative neoplasm, characterized by the
unrestrained expansion of pluripotent bone marrow stem cells and accounts for
%15 of newly diagnosed cases of leukemia in adults. Tyrosine kinase
inhibitors (TKI) have become the main treatment of CML. Effective treatment for
resistant cases has been achieved through the use of new-generation TKIs. In
our study, we plan to offer contribution to the literature by examining the
data of diagnosed CML patients retrospectively.
Material and Method: We retrospectively evaluated 88 CML patients, who demographic features, TKIs
toxicity profiles and TKIs treatment responses,overal survival of the CML
patients in Dokuz Eylül University Department of Hematology between 2003 and
2014
Results: We found that
36 of the patients were women and 53 of the patients were men and median age was
52.
Response to treatment with imatinib was evaluated in terms of hematological,
cytogenetic and molecular response based on ELN guidelines. On this analysis, 80%of patients treated TKIs had Complete Hematologic
Response(CHR) at the 3. month, 75%of patient treated TKIs had Complete Cytogenetic
Response (CCR) at the12 month and 75% of patient treated TKIs had Major
Molecular Response (MMR) at the 18. month. The optimal
response to imatinib was determined in 66% of patients. However, optimal
response rate was 33% with the second generation of TKIs. The average follow-up
period was 5.5 years for all patients with CML. All of the patients survival (OS)
was 83%,
Disease Free Survivor (DFS) was 100 months and 5 year overall survival rates of
92%.
Conclusion: As a result, CML
patients with molecular monitoring should be done in accordance with all
guidelines. Treatment changes must be made at the appropriate time and by
considering the patient's comorbid conditions. Thus, long-term survival and
disease-free survival can be achieved. However, care must be taken for cytogenetic
and molecular monitoring to archieve a good patient follow-up.
Amaç:
Kronik Miyeloid Lösemi (KML) pluripotent kök hücrelerin anormal çoğalması ile
oluşan miyeloproliferatif bir hastalıktır ve erişkin lösemilerinin %15’ini
oluşturur. Tirozin kinaz inhibitörleri (TKİ) KML’nin ana tedavisi haline
gelmiştir. Yeni kuşak TKİ’lerinin kullanımı ile dirençli vakalarda etkin tedavi
sağlanmıştır. Çalışmamızda KML tanılı hastaların retrospektif olarak verilerini
inceleyerek literatüre katkı amaçlı sunmayı planladık.
Gereç ve yöntem:
Çalışmamıza 2003 –2014 tarihleri arasında KML tanısı ile tedavi edilen 88
hastanın, demografik özelikleri, birinci ve ikinci sıra TKİ alan hastaların
tedavi yanıtları,TKİ yan etkileri, tüm sağkalım (OS) durumları retrospektif
olarak incelendi.
Bulgular:
Olguların 36'sı kadın, 52'si erkek olup medyan yaş 52 idi. TKİ ile hematolojik,
sitogenetik ve moleküler yanıtlar European Leukemia Net 2013 kılavuzuna göre
değerlendirildi. Hastaların (n=88) TKİ’ne tedavi yanıtları 3. ay Tam
Hematolojik Yanıt (THY) %80, 12. ay Tam Sitogenetik Yanıt(TSY) %75, 18. Ay
Major Molekuler Yanıt (MMY) %75 olarak gözlendi. Buna göre İmatinib alan
hastaların %66’sının optimal yanıtta oldukları saptandı. 2. Kuşak TKİ ile
optimal yanıtta olan hasta yüzdesi %33 idi. Tüm KML hastalarında ortalama izlem
süresi 5,5 yıldır. Olguların tüm sağkalım oranı (OS) % 83’tür. Hastalıksız sağ
kalım süresi 100 ay (8,3 yıl), 5 yıllık tüm sağkalım oranı ise % 92
bulunmuştur.
Tartışma ve sonuç:
Sonuç olarak KML hastalarında kılavuzlara uygun şekilde moleküler izlem
yapılmalıdır. Tedavi değişikliği, zamanında ve hastanın komorbid durumlarını da
gözeterek olmalıdır. Böylece uzun dönem sağkalım ve hastalıksız sağkalım elde
edilebilir. Ancak iyi bir hasta izlemi için sitogenetik ve moleküler izleme
özen gösterilmelidir.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | January 13, 2017 |
Submission Date | June 23, 2016 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 30 Issue: 3 |