Amaç: Kasık fıtığı çocukluk çağının en sık cerrahi hastalığıdır. Genel çocuk
populasyonunda %3 (%0,8-%4,4) civarında görülmektedir. Processus vajinalis (PV),
peritonun iç kasık halkasından kasık kanalının içine doğru ilerlemesiyle gestasyonun
3. ayında gelişmekte ve doğumdan birkaç ay sonra distalden proksimale doğru kapanmaktadır.
PV %20 oranında hayat boyu belirti vermeden açık kalırken %3 oranında
semptomatik hale gelerek kasık fıtığı olarak kendini gösterir. Herhangi bir nedenle
laparoskopi yapılan hastalarda açık processus vaginalis (APV) insidansını Goldstein
testi, laparoskopik gözlem ve APV derinlik ölçümü yöntemlerini kullanarak
araştırmak amacı ile prospektif bir çalışma planlandı.
Gereç ve yöntem: Ocak 2000’den Mayıs 2004’e kadar kasık fıtığı onarımı dışındaki
nedenlerle laparoskopi yapılan 68 hasta (49 erkek, 19 kız) çalışmaya dahil edildi.CO2
insufilasyonu sonrası kasık bölgelerinde krepitasyon alınıp alınmadığına (Goldstein
testi) ve bu sırada optik ile iç halka ağzında hava kabarcığı oluşup oluşmadığına
bakıldı. Daha sonra optik ile iç halka açıklığı değerlendirildi. İç halka açık görülen
hastaların patent processus vaginalislerinin uzunlukları bir sonda ile ölçüldü.
Uzunluğu 1,5 cm ve üzerinde ölçülenler APV olarak kabul edildi ve bu hastalara
ebeveynlerden aydınlatılmış onam alındıktan sonra inguinal eksplorasyon yapıldı.
Bulgular: 68 hastanın 4’ünde (%5,7) Goldstein testi pozitifken, bir tanesinde
laparoskopik olarak APV saptanmadı. Goldstein testi negatif olan 64 hastanın 1
tanesinde ise APV uzunluğu 1,5 cm’den uzun ölçüldü. Kasık kanalları eksplore edilen
hastaların hepsinde APV saptandı. Goldstein testinin spesifitesi ve sensitivitesi
sırasıyla %98,4 ve %75 ve laparoskopik gözlem ve PV uzunluğunun ölçülmesininki
ise %100 ve %100 olarak bulundu.
Sonuç: Kasık fıtığı onarımı sırasında pnömoperitonyum oluşturularak karşı tarafın
Goldstein testi ile değerlendirilmesi yardımcı bir yöntemdir. Laparoskopi imkanı bulunmayan
çocuk cerrahisi kliniklerinde kullanılabilir. Ancak tek taraflı fıtıklarda karşı
taraf PV laparoskopik olarak değerlendirildiğinde ve derinliği ölçüldüğünde çok daha
güvenilir sonuçlar alınmaktadır. Spesifitesi %100 ve sensitivitesi %100 olan bu
yöntem, patent PV saptanmasında tercih edilecek yöntem olmalıdır. Patent PV varlığı
bu hastalarda muhakkak fıtık gelişeceği anlamına gelmemekle birlikte, patent PV’in
belirlenmesi ve bağlanması %10 oranında olan olası bir herni gelişimini engelleyerek
%0’a indirecektir. Ayrıca kasık fıtığı dışında herhangi bir karın içi patolojisi için yapı-
lan laparoskopide bu tetkikin yapılıp, gerektiğinde kesenin ayni seansta onarımı ise
hastayı ortalama % 3 sıklıkta gözlenen herni için ayrı bir seansta yapılacak girişimden
kurtaracaktır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2006 |
Submission Date | August 11, 2015 |
Published in Issue | Year 2006 Volume: 20 Issue: 1 |