Amaç: Serebral arterlerdeki vazospazm, anevrizma cerrahisinde iskemiye bağlı mortalite ve morbiditenin önemli nedenlerinden biridir ve beyin cerrahisinde güncel bir sorun olmaya devam etmektedir. Serebral vazospazmın klinik önemine ilişkin tartışma, vazospazmın seyrini izlemeye yönelik kabul edilebilir, objektif bir ölçümün bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Transkraniyal Doppler (TCD), kliniklerde vazospazmı anlamak için pratik, invaziv olmayan bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Ancak vazospazmın tespitinde ilk noninvaziv yöntem olarak geliştirilen bu yöntemin etkinliği henüz belirlenmemiştir. Bu çalışmanın amacı TCD ile subaraknoid kanama sonrası vazospazmı izlemek, verileri hastanın klinik değerlendirmesi, görüntüleme yöntemleri ve Dijital Subtraksiyon Anjiyografi (DSA) sonuçlarıyla karşılaştırmak ve TCD yönteminin klinik tanı gücünü ortaya koymaktır.
Gereç ve Yöntemler: Bu amaçla kliniğimizde subaraknoid tanısıyla takip edilen 50 hastanın Fisher gruplaması yapıldı. Median serebral arter (MCA), anterior serebral arter (ASA), posterior serebral arter (PCA) ve basiller arter (BA) TCD'si dört kritere göre yapıldı ve analiz edildi. TCD farklı durumlarda tekrarlandı. Vazospazm DSA ile doğrulandı ve ilişkilendirildi.
Bulgular: TCD ile yapılan kan akımı ölçümlerinde teorik olarak beklendiği gibi en belirgin spazm Fisher 3'te görüldü. Fisher'a göre vazospazm Fisher grup 2'de %31, Fisher grup 3'te ise %27 idi. Hastalarda en belirgin vazospazm MCA anevrizması kanamasında saptandı. DSA ile klinik bulgular arasında en yüksek uyumun olduğu arterin MCA (%94,44) olduğu belirlendi. Anjiyografi ve TCD akım hızları arasında en yüksek uyumun olduğu arter BA (%88) idi. TKD akım hızları ile klinik bulgular arasında en yüksek uyumun olduğu arterin BA (%89) olduğu belirlendi. Ameliyat sonrası muayenelere bakıldığında; BA (%85) klinik ve TCD akım hızları ile en yüksek uyum gösteren arterdi. Bu arter sırasıyla; Bunu MCA (%84), ACA (%70), PCA (P1 ve P2) (%57) takip etti.
Sonuç: Subaraknoid kanamalı hastalarda vazospazmın tespitinde DSA gibi birçok yöntem mevcut olmasına rağmen TCD noninvaziv bir yöntem olarak ayrı bir öneme sahiptir. Muayenenin daha iyi rehberlik sağlayabilmesi için hastaların günde en az bir kez bakılması gerekir. Bu nedenle damar patolojisi nedeniyle tedavi gören hastaların bulunduğu her yoğun bakım ünitesinde veya ilgili klinikte, noninvaziv bir muayene olan TCD'nin hastanın yanında bulundurulmasının hem hasta hem de klinisyen açısından faydalı olacağı bir gerçektir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji AD de 2002 yılında 123625 numaralı uzmanlık tezi olarak yapılmış ve kurumsal onay alınmıştır
Yok
Aim: Vasospasm in cerebral arteries is one of the important causes of mortality and morbidity in aneurysm surgery due to ischemia and remains a current problem in neurosurgery. Controversy regarding the clinical significance of cerebral vasospasm arises from the fact that there is no acceptable, objective measure for tracking the course of vasospasm. Transcranial Doppler (TCD) is used in clinics as a practical noninvasive method to understand vasospasm. However, the effectiveness of this method, which was developed as the first noninvasive method in the detection of vasospasm, has not yet been determined. The aim of this study is to monitor vasospasm after subarachnoid hemorrhage with TCD, to compare the data with the clinical evaluation of the patient, imaging methods and Digital Subtraction Angiography (DSA) results, and to reveal the clinical diagnostic power of the TCD method.
Material And Methods: For this purpose, Fisher grouping of 50 patients in our clinic, who were followed up with the diagnosis of subarachnoid, was performed. Median cerebral artery (MCA), anterior cerebral artery (ASA), posterior cerebral artery (PCA) and bacillary artery (BA) TCD were performed and analyzed according to four criteria. TCD was repeated in different situations. Vasospasm was confirmed by DSA and correlated.
Results: In blood flow measurements with TCD, the most prominent spasm was seen in Fisher 3, as theoretically expected. According to Fisher, vasospasm was 31% in fisher group 2 and 27% in fisher group 3. The most prominent vasospasm in patients was detected in MCA aneurysm bleeding. The artery with the highest agreement between DSA and clinical findings was found to be MCA (94.44%). The artery with the highest agreement between angiography and TCD flow rates was BA (88%). The artery with the highest concordance between TCD flow rates and clinical findings was found to be BA (89%). Considering the postoperative examinations; BA (85%) was the artery with the highest concordance with clinical and TCD flow rates. This artery is respectively; It was followed by MCA (84%), ACA (70%), PCA (P1 and P2) (57%).
Conclusion: Although there are many methods such as DSA in the detection of vasospasm in patients with subarachnoid hemorrhage, TCD has a special importance as a noninvasive method. Patients should be looked at at least once a day so that the examination can provide better guidance. For this reason, it is a fact that it will be beneficial for both the patient and the clinician to have TCD, which is a noninvasive examination, next to the patient in every intensive care unit or related clinic where patients undergoing treatment for vascular pathology are hospitalized.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Neurosciences (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | August 28, 2024 |
Submission Date | July 2, 2024 |
Acceptance Date | July 8, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 38 Issue: 2 |