Giriş: Dil gelişiminin ileri dönem akademik ve sosyal becerilere olan etkisi bilinmektedir. Bu nedenle ‘bekle ve gör’ yaklaşımı geçtiğimiz yüzyılda bazı uzmanların kullandığı bir yöntemken günümüzde etkisini yitirmiştir. Dil ve konuşma gelişimindeki olası sapmalarda ayırıcı tanı ve erken müdahale önem taşımaktadır. Okul öncesi öğretmenleri, sınıflarında gecikmiş konuşması olan bir çocuğu fark edip aileyi yönlendirebilecek ilk kişi olabilmektedirler. Annelerin ise çocuktaki olası gelişimsel sapmaları yakalayabilecek en uygun kişi oldukları düşünülmektedir. Gecikmiş konuşmaya yönelik farkındalığın, çocuğun erken dönem müdahale süreçlerinden faydalanabilmesi adına oldukça önemli olduğu belirtilmektedir. Bu gerekçe ile bu çalışmada Türkiye’de yaşayan anneler ve okul öncesi öğretmenlerin ‘Gecikmiş konuşmaya yönelik farkındalık ve bilgi düzeylerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Bu araştırmada katılımcılar, Türkiye’nin farklı şehirlerinden 408 okul öncesi öğretmeni ve 1076 anneden oluşmaktadır. Veri toplama amacı ile araştırmacılar tarafından 29 soruluk bir anket hazırlanmıştır. Anket gecikmiş konuşmanın nedenleri, seyri, değerlendirilmesi ve müdahalesi ile dil ve konuşma gelişimini destekleyici etkinliklere yönelik bilgi düzeyini değerlendirmektedir. Anket katılımcılara çevrimiçi yollarla ulaştırılmıştır. Verilerin analizde bağımsız örneklemler t-testi ve Pearson korelasyonu kullanılmıştır. Bulgular: Okul öncesi öğretmenlerin anket sorularına verdikleri doğru yanıtlar, annelerin doğru yanıtlarından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Ancak bazı maddelerde iki grubun da doğru yanıt verme oranlarının düşük olduğu görülmüştür. Küçük çocuklarda aynı anda iki dili öğrenmenin gecikmiş konuşmaya neden olacağı, gecikmiş konuşma için yapılan terapinin ağırlıklı olarak oral motor egzersizleri içereceği ve geç konuşan çocukta ek bir problem yoksa her zaman yaşıtlarını yakalayacağı gibi maddelerde her iki grubun da doğru yanıt verme oranı düşüktür. Sonuç: Gecikmiş konuşma ile ilgili farkındalığın arttırılması için düzenlemeler yapılması önerilmektedir. Okul öncesi öğretmenlerin farkındalık ve bilgi düzeyi arttıkça annelerin de daha sağlıklı bir biçimde desteklenebileceği düşünülmektedir. Ayrıca literatür ışığında gelecek araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
Introduction: The impact of language development on academic and social skills is well known. For this reason, the ‘wait and see’ approach, which was used by some experts in the previous century, has recently lost its impact. Although many of the children with delayed language may catch up with their peers, some of them continue to have speech and language problems. Therefore, differential diagnosis and early intervention are very important for possible deviations in speech and language development. Preschool teachers can be the first to recognize the child with delayed language in their classrooms and guide the family. Also, mothers are thought to be the most appropriate person to catch the possible developmental deviations on children. It is stated that awareness of the delayed language is very important for the child to benefit from early intervention processes. In light of this, the purpose of this study is to compare the awareness and knowledge levels of mothers and preschool teachers living in Turkey about delayed language. Method: The participants were 408 preschool teachers and 1076 mothers from various cities in Turkey. A questionnaire of 29 questions was prepared by the researchers for data collection. The questionnaire assesses the knowledge level of the causes, prognosis, evaluation, and the intervention of delayed language and also activities that can be used for supporting the speech and language development. The questionnaires were delivered to the participants via the internet. Independent samples t-test and Pearson correlation were used to analyze the data. Results: The correct answers of preschool teachers to the questionnaire questions were found to be significantly higher than the correct answers of the mothers. However, in some items, the correct response rates of both groups were found to be low. “Learning two languages at the same time in young children will cause delayed speech’, ‘Therapy for the delayed language will mainly include oral motor exercises’ and ‘If there is no additional problem in the child who has delayed language than the child will always catch his/her peers’ items had the least correct response rate in both groups. Conclusion: It is recommended that arrangements be made in order to increase the awareness about delayed language for the public at large. Since teachers seem to be more knowledgable about delayed language, mothers appear to need special attention. Also, in light of the literature, suggestions were made for future research.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 9, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 3 Issue: 1 |
DKYAD is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.