Bu makale, kültürel çalışmalarda disiplinerlik konusunu alandaki potansiyel öğrencilerin bakış açısıyla incelemektedir. Eğitim uygulaması olarak kültürel çalışmaların, adlandırılmış bir konu alanı olarak öğretildiği birkaç üniversite dışında çok az kamusal profili olan gizli bir disiplin olduğunu ileri sürmektedir. Bu görünürlük eksikliğinin sonucu, kültürel çalışmaların içeridekiler, zaten ‘bilenler’ ve tesadüfen karşılaşanlar için bir disiplin haline gelme tehlikesiyle karşı karşıya kalmasıdır. Haklarından mahrum edilmiş gruplarla siyasal olarak ilgilenmek için kültürel çalışmaların bu gruplara görünür olmak adına daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini savunuyorum. Bu nedenle, paradoksal olarak, kültürel çalışmaların bir eğitim pratiği olarak siyaseten daha fazla angaje olabilmesi için, kurumsal disiplinerliğin donanımlarından daha fazlasını üstlenmesi gerekir.
This article examines the issue of disciplinarity in cultural studies from the perspective of prospective students in the field. It argues that cultural studies as educational practice is a hidden discipline with little public profile outside the few universities where it is taught as a named subject area. The result of this lack of visibility is that cultural studies is in danger of becoming a discipline for insiders, for those already ‘in the know’ and those who stumble across it. I argue that, in order to become politically engaged with disenfranchised groups, cultural studies must make more effort to be visible to those groups. Thus, paradoxically, for cultural studies to become more politically engaged as educational practice it must take on more of the trappings of institutional disciplinarity.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Cultural Studies (Other) |
Journal Section | Translation |
Translators | |
Publication Date | May 21, 2024 |
Submission Date | March 21, 2024 |
Acceptance Date | April 26, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |