Türkiye’nin göç tarihinde önemli bir varış yeri olarak öne çıkan Avusturya’nın Graz şehri, yüzlerce dilin konuşulduğu gözde bir şehir konumundadır. Graz, 1960’lı yıllardan beri Türkiye’den göç almakta ve giderek daha fazla ilgi odağı haline gelmektedir. Bu makale, kentte yaşayan Türkiye göçmenlerinin toplumsal yaşama katılımı ve kırılganlıklarının Almanca edinimiyle ilişkisini ortaya koymaktadır. Makalede, 2018-2019 yıllarında katılarak gözlem ve niteliksel görüşmelerle yürütülen etnografik alan araştırmasının verilerinden hareketle göçmen kırılganlığı olgusu ele alınacaktır. Araştırma verilerine göre sınırlı Almanca bilgisi, göçmenleri ve özellikle de kadınları büyük oranda grup içi yaşamında tutmakta, Almancanın yetkin kullanımı ise grup dışı karşılaşma ve temasların olanaklarıyla göçmenleri grup sınırlarının ötesinde yaşama katılmalarına alan açmaktadır. Dahası, Almanca kullanımıyla ilişkilendirilerek Anadoluluk ve Avrupalılık gibi kimlik sınırları işaretlenmekte, bu da kurulan ilişkileri düzenlemektedir. Makale, Avusturya’ya uyum ve entegrasyon politikaları bağlamında Almanca öğrenme süreçlerinde dil bariyerini aşamamanın göçmen kırılganlığını pekiştirdiğini, aşma durumunda ise ulus aşırı temasları yoğunlaşabilen göçmen ailelerinde toplumsal cinsiyet temelli ilişkilerin yeni biçimler aldığını savunmaktadır. Bu bağlamda özellikle yeni kadın öznelliklerinin üretilmesiyle göçmen kadın kırılganlığına direnç geliştirme olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Varılan sonuçlar, hem Avusturya’daki yerel ve diğer göçmen kesimlerle yapılacak derinlikli ve disiplinler arası araştırmalar hem de uluslararası göç politikalarının güncellenmesi açısından yeni bulgular sağlamaktadır.
Graz, Austria, which stands out as an important destination in Turkey’s migration history, is a popular city where hundreds of languages are spoken. Graz has been receiving immigrants from Turkey since the 1960s and has increasingly become the center of attention. This article explores the relationship between German acquisition and the participation and vulnerability of Turkish immigrants living in the city. The article discusses the phenomenon of migrant vulnerability based on the data of ethnographic fieldwork conducted in 2018-2019 through participant observation and qualitative interviews. According to the research data, limited knowledge of German keeps migrants, especially women, largely in the in-group life, while the competent use of German opens up space for migrants to participate in life beyond the group boundaries through the possibilities of out-group encounters and contacts. Moreover, identity boundaries such as Anatolianness and Europeanness are marked in relation to the use of German, which in turn regulates the relationships established. The article argues that in the context of Austrian adaptation and integration policies, the failure to overcome the language barrier in the process of learning German reinforces migrant vulnerability, while in the case of overcoming it, gender-based relations take new forms in migrant families whose transnational contacts can intensify. In this context, it is concluded that there are improvements in the vulnerability of migrant women, especially through the production of new female subjectivities. The results provide new findings for in-depth and interdisciplinary research with local and other migrant populations in Austria as well as for updating international migration policies.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Anthropology (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | October 24, 2023 |
Publication Date | October 29, 2023 |
Submission Date | September 1, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.