Bu makale, Ekim 2004 tarihinde Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi'nde verilen bir konferansın metnidir. İtalyan lirik şiir geleneğini büyük ölçüde etkilemiş olan iki şair, Gabriele D’Annunzio ve Francesco Petrarca, kıyaslanmıştır. Ortak noktalarının başında, şiirlerinin nerdeyse temelini oluşturan, etkin müzikalite gelir. İkincil konumda ise, kadınlarla olan ilişkileri söz konusudur; aslında gerçek yaşamda kadınlara karşı tutumları, çalışmalarına yansıyan imajdan oldukça farklıdır.Her ikisi de milliyetçi olma özelliğine sahiptir.İtalya’nın ondokuzuncu ve yirminci yüzyıllarda kavuşacağı birliği savunmuşlardır.Her iki sanatçı da çalışmalarını büyük derlemeler halinde toplamış ve şiir okulları olarak kabul edilebilecek yazın hareketlerine yol açmışlardır. İki büyük sanatçıyı ‘peygamber’ olarak nitelendirenler olmuştur: Petrarca, yeniden yapılanmış İtalya’nın başkenti olacak bir Roma hayal etmiş; kültürün laikleşmesinin bir anlamda hazırlayarak, yeniden ortaya çıkmasını beklediği Klasik çağı düşlemiştir.D’Annunzio’nun da, çağının askeri ve emperyalist hayalleri içinde bir ‘peygamber’ kimliğine büründüğü anlar olmuştur. Mussolini’yi uzun süre Hitler’in etkisinden uzak tutmayı başaran, D’Annunzio’dur.
Il presente articolo si basa su una conferenza data a D.T.C.F.in ottobre 2004. Si confrontano Petrarca e D’Annunzio, poeti che hanno fortemente influenzato la tradizione lirica italiana. I due poeti hanno in comune la musicalità, che della loro poesia costituisce la spina dorsale. Meno importanti sono, ovviamente, i rapporti con le donne, nella vita reale diversi dall’immagine idealizzata che i poeti diedero di sé. Anche in quanto patriotti hanno molto in comune. I loro ideali erano quell’unità d’Italia che Petrarca ostentava nel suo culto di Roma e che D’Annunzio condivise con la sua impresa di Fiume. Entrambi cercavano di raccogliere le loro creazioni in grandi compilazioni e fecero scuola, Petrarca attraverso il petrarchismo internazionale del Cinque e Seicento, D’Annunzio in modo più o meno diretto nella poesia del ‘900. Infine, entrambi sono stati considerati dei vati. Che Petrarca lo fosse, è chiaro, grazie alla sua visione di Roma rinata e centro d’Italia. Petrarca profetizzò pure l’avvento di un’“era nuova” di risorgimento dell’antichità, effettuando in un certo senso la secolarizzazione della cultura. Anche D’Annunzio si atteggiava a vate, nei sogni militaristici e imperialistici del suo tempo. Fu però lui a tener Mussolini per molti anni ad una sana distanza da Hitler.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2004 |
Published in Issue | Year 2004 Volume: 44 Issue: 2 |
Ankara University Journal of the Faculty of Languages and History-Geography
This journal is licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.